Bugün AKP eliyle ülkemizde yeni bir rejim kuruluyor. II. Cumhuriyet adını verdiğimiz bu yeni rejimde gericilik,
işbirlikçilik ve piyasacılık daha da derinleşmiş bulunuyor.
II. Cumhuriyet, bugün, baskılar, gözaltılar, tutuklamalar, hukuk dışı uygulamalar ve hak gasplarıyla yaşama
geçirilmeye çalışılıyor.
Yeni rejimde; esnek üretim, özel istihdam büroları, kıdem tazminatının kaldırılması gibi emek düşmanı
politikalar; 3. Köprü, Kanalistanbul, deprem fırsatçılığı ile kentsel dönüşüm, Atatürk Orman Çiftliği’ni tasfiye,
HES’ler gibi bilimdışı, doğa ve toplum zararına uygulamalar; Osmanlıcılığa özenti, Amerikan emperyalizminin
taşeronluğu ve komşularla savaş çığırtkanlığı var.
II. Cumhuriyet demokrasiyi, özgürlükleri ve hakları ilerletmezken bütün kurumları kendi doğrultusunda
dönüştürüyor, teslim almak için yargı dahil olmak üzere her tür aracı kullanıyor. Teslim aldığı kurumları
piyasaya, emperyalizme ve gericiliğe kurban ediyor. Üniversiteler, yargı, medya, spor dünyası derken uzunca
süre yönetimlerini ele geçirmeye çalıştığı TMMOB’ye de daha şiddetli bir saldırıya hazırlanıyor.
Türkiye işçi sınıfının ve sosyalist hareketin, 1960’larda siyasal mücadelede artan ağırlığı TMMOB’nin kimliğini ve
mücadelesini etkilemiştir.TMMOB, emekten, halktan yana, anti-emperyalist, kamucu, meslek ve meslektaş
sorunlarının ülkenin ve halkın sorunlarından ayrılamayacağını kabul eden tarihsel anlamda ileri bir örgütlenme
ve siyaset çizgisine sahiptir.
12 Eylül 1980 sonrası işçi sınıfı mücadelesinde geriye çekiliş nedeniyle işçi sınıfını sermaye egemenliğine
bağlayan mekanizmalar pek çok kurumda daha fazla etkili olurken, TMMOB üzerindeki etkisi sınırlı kaldı.
TMMOB, tarihinden bugüne gelen önemli ilkeler biriktirdi, bu ilkelerine bugün de sahip çıkmaya çalışmaktadır.
TMMOB, bugün, siyasi iktidarların hedef tahtasına yerleştirdiği meslek kuruluşlarından biridir. Son dönemde
AKP tarafından odaların genel kurul dönemlerinde çıkarılan listeler çok az örgüt biriminin yönetimini ele
geçirirken, çok büyük bir bölümde ciddi yenilgiye uğramıştır. Her genel kurul dönemi seçimler aracılığıyla
TMMOB ve odaları ele geçirmeye çalışan AKP, bu konuda başarı elde edemeyince örgütü etkisizleştirme
girişimlerini arttırmıştır. 12 Haziran 2011 seçimlerinin ardından 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı kurmuştur. Bakanlığın görev alanı, TMMOB’nin görev ve çalışma alanlarının
bazılarını içermektedir. AKP, seçimlerle, genel kurul dönemlerinde ele geçiremediği, bileğini bükemediği
TMMOB’yi kurduğu bakanlık ile etkisizleştirmeye çalışmaktadır.TMMOB’nin, ilkelerini koruması, tarihten
bugüne taşıdığı değerlerini temsil etmeye devam edebilmesi AKP’nin Kanun Hükmünde Kararname ile
TMMOB’u “etkisizleştirmeye” ya da “dönüştürmeye” dönük adımlarına karşı “karşı hamleye geçme”sine
bağlıdır.
TMMOB’nin hamlesi, tarihten bugüne taşıdığı ilerici siyasi referanslarını örgütlü gücü ile buluşturmasıyla
mümkündür. Gücü ise, ilkelerinin yanına bütün kanalları açılmış bir biçimde örgütlülüğü koyması ve gitgide
“yöneticiler örgütüne” dönüşmekte olan yapıyı değiştirmesi ile sağlanacaktır. Karar alma süreçlerine üye
katılımını artırmak örgütlülüğü güçlendirecektir.
Odaların mesleki etkinlikleri yaygınlaşıyor, giderek bir çok birimde bu etkinlikler ticari işletme anlayışıyla ele
alınmaya başlanıyor, piyasalaşıyor . Odaların mesleki faaliyet alanlarının piyasalaşması, TMMOB’nin iç
örgütlülüğünü zayıflatan unsurlara neden olmaktadır. TMMOB’ye bağlı odalar, değişik meslek alanlarında
denetim yapma, proje onaylama vs. yetkisine sahiptir. Bu yetki, TMMOB’ye bağlı odaların parasal gelirlerinin
kaynağının bir bölümünü oluşturmaktadır. Parasal kaynaklar, bazı odaların mali olarak çok güçlenmesinin
önünü açmış ve örgüt içerisinde kabul edilemez bir hiyerarşi yaratmış, tartışma ortamının ve karar süreçlerinin
zedelenmesine neden olmuştur. Mali olarak güçlü odalar, TMMOB içerisinde politikaları belirleme yetkisini de
kendisinde görmektedir. Bu gelişmelerin yarattığı yapı, TMMOB’nin daha dinamik bir örgüt olmasının önünde engel oluşturmaktadır.
Mesleki faaliyet alanlarının piyasalaşması, aynı zamanda, TMMOB’a bağlı bazı oda ve birimlerde ticari işletme
mantığının egemen olmasına neden olmuştur. Bu durum, TMMOB’un geçmişten bugüne kadar getirmiş olduğu
değerleri içten içe kemiren bir ortam yaratmıştır.
Bu durum mesleki, bilimsel ve etik değerleri merkeze koyan bir yapılanmayı zayıflatmış, MMP’lerin büyük bir
kesimini oluşturan ücretli MMP’lerin temsilciliğini ve haklarını korumayı geri plana itmiş, “piyasalaşmanın”
getirmiş olduğu olanaklarla “oda yöneticiliği” gibi yaşam biçimleri üremiştir.
AKP’nin saldırısına konu olan da mesleki faaliyet alanlarının piyasalaşmasıdır. TMMOB ve bağlı odaların
piyasalaşma nedeniyle yarattığı yapı, AKP’nin saldırısının nedenidir. Kurulan yeni Bakanlığın yetkilerinin
genişletilmesi, TMMOB’nin bazı işlevlerini elinden almaya yönelecek, bu alanlar Bakanlığa bağlı mekanizmalara
bağlanacak, siyasete ve piyasaya mahkum kılınacaktır. Buna karşı koymak, parasal gelirlerin yarattığı hiyerarşiyi
ve “ticari işletme mantığını” yok etmekle, örgüt içi dayanışmayı artırmakla mümkün olacaktır. Alınacak kararlara
üye katılım kanallarının açık olduğu, üyelerin söz ve karar sahibi olduğu bir TMMOB, AKP’nin saldırısını geri
püskürtebilecektir.
TMMOB NE YAPMALI?
Bu açıdan, TMMOB içinde, mesleki faaliyet alanlarının “piyasa ilişkileri” üzerinden tanımlanmasına ve ticari bir
olgu olarak görülmesine son verilmelidir. Mesleki faaliyet ve hizmet alanları, mutlak bir biçimde kamusal ve
bilimsel denetim ilkeleri merkeze konarak tanımlanmalıdır.TMMOB, bu tür konularda piyasanın
boyunduruğundan kurtulmalıdır.
Mesleki faaliyet alanlarının bilimsel ve etik denetiminin ancak ve ancak kamusal bir modelle mümkün olacağı
bilinmeli ve ifade edilmelidir. AKP tarafından bilimsel ve kamusal denetimin piyasaya ve siyasete mahkum
edilmesi anlamına gelen KHK saldırısına karşı koymanın da ancak ve ancak bu şekilde mümkün olacağı bir kez
daha görülmelidir.
AKP’nin yeni çıkaracağı Anayasa ile TMMOB’ye ait olan yetkileri yasal düzlemde de elinden almaya yönelik
girişimleri şaşırtıcı olmayacaktır. Anayasa hazırlama sürecinde her kuruma yer verdiğini iddia eden AKP, diğer
düzenlemelerde olduğu gibi kurumların adlarını yaptığı işleri meşrulaştırmak için kullanacaktır. Anayasa
hazırlama sürecinin parçası olunması durumunda TMMOB, kendi ipi ile boğulmaya çalışılacaktır. TMMOB bu
sürecin parçası olmamalı, AKP’nin hazırlayacağı Anayasaya meşruluk kazandırmamalıdır.
AKP’nin inşa ettiği II. Cumhuriyet’in rantçı ve cemaat popülizmine dayanan kalkınma anlayışına muhalefet
ederken, halkçı bir kalkınmanın Sosyalist Türkiye’deki olanaklarına işaret etmek, saldırılara karşı koymanın
yegane ideolojisi olacaktır.
TMMOB,300 bini aşkın üyeye sahiptir. Değişik örgütlenme girişimleri ile mühendis, mimar, şehir plancılarını
kendi politikalarına yedeklemeye çalışan AKP karşısında büyük bir örgütlenme kampanyası düzenlemelidir.
TMMOB, bugün büyük bir saldırı karşısında bulunan emekçi sınıfların bir parçası olan ücretli MMP’lerin
temsiliyetini üstlenmeli, ücretli MMP’lilerle bağlarını güçlendirmelidir.
Yönetici kurullar ücretli mimar, mühendis ve plancılara teslim edilmeli, sermaye gruplarının temsilcileri yönetim
mekanizmalarından uzaklaştırılmalıdır.
Genel Kurul süreçlerine hazırlanan TMMOB’yi güçlü kılmak, ülkemizdeki siyasi gelişmelere emekçi sınıflar
yararına müdahale etmek mühendis, mimar şehir plancılarının halkına karşı sorumluluğudur.