İstanbulluların; üçüncü havalimanı projesinin tarımsal alanları yok edeceği, doğal hayatı olumsuz etkileyeceği, iklim değişikliğini hızlandıracağı, gürültü ve elektromanyetik kirlilik yaratacağı, orman alanlarını yok edeceği ve içme suyu havzalarına zarar vereceği, ÇED Raporu’nun görüşlere açılması gereken 10 günlük süre dolmadan havalimanı projesinin ihaleye çıktığı gerekçeleriyle, “ÇED Olumlu” kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açtığı dava sonuçlandı. Üçüncü havalimanıyla ilgili meslek odalarının ve demokratik kitle örgütlerinin açtığı davalar görmezden gelinmiş ve dava yerel mahkemeler tarafından yetkisizlik kararlarıyla Danıştay’a sevk edilmişti. Havalimanının inşa edileceği bölgede yaşayan halkın açtığı davada ise, dava dosyasını görüşen İstanbul 4. İdare Mahkemesi 21 Ocak’ta aldığı kararla, “ÇED Olumlu” kararının yürütmesini durdurdu. Mahkeme, üçüncü havalimanı projesinin ihaleye çıkmasına yol açan ÇED Olumlu kararının yürütmesini, alanda yapılacak keşif ve bilirkişi raporunun mahkemede incelenmesine dek durdurulmasına karar verdi.
Bu kararla birlikte projeye ilişkin faaliyetlerin en az 10 ay ile 1 yıl arasında tamamen durması bekleniyordu. Ancak Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), İdare Mahkemesi’nin kararına rağmen, projenin devam edeceğini açıkladı. DHMİ tarafından yapılan açıklamada, “İnşa edilecek üçüncü havalimanı projesi planlandığı şekilde devam etmektedir” denildi. Yargının aldığı kararların hiçe sayıldığı bu karar, rant için yasal düzenlemeler yapmaktan çekinmeyen AKP’nin artık iyice pervasızlaştığının ve yasaları ve yargı kararlarını da görmezden geldiğinin bir kanıtı. Giderayak ne koparsak kârdır mantığıyla, icraatlarını hızlandıran iktidar, hiçbir engel tanımadığını bu konuda da göstermiştir. Kanal İstanbul, Kuzey İstanbul Projesi, üçüncü köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu gibi İstanbul’u yaşanılabilir olmaktan çıkaracak olan projelerden birisi olan üçüncü havalimanı projesi doğal yaşamı katletmektedir. Mahkeme kararlarını dikkate almayan, bu projelerin üretimi ve icrasında yer alanlar kente ve doğaya karşı suç işlemektedir. Çok geç olmadan, İstanbul’u dört bir yandan kuşatan bu rant projeleri durdurulmalıdır.