20 Mayıs 2020
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 135. Maddesi kapsamında kurulmuş yarı kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin seçim usullerine yönelik bir yasa tasarısının “hızlı bir şekilde” düzenlenip meclisten geçirileceğini ifade etmiştir. İlgili açıklama ve açıklamanın dayalı olduğu siyasi hamle bugüne kadar yapılan birçok hamle gibi demokratik temelden ve sosyal hukuk devleti geleneklerinden uzaktır. Var oldukları günden bu yana ülkemiz demokrasisine önemli düzeyde katkıları olmuş TMMOB, Barolar ve Tabip Odalarının karşı karşıya kaldığı bu açık saldırı her dönem ve olayda toplumsal sorumluluk hisseden biz toplumcu bireylerde bir açıklama yapma gereksinimi doğurmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti demokrasi ve toplumsal muhalefet geleneğinin çok önemli birer parçaları olan TMMOB, Barolar ve Tabip Odaları kuruldukları günden bu yana anayasal düzende kendilerine verilmiş olan görev ve sorumlulukları bilimsel yaklaşımlar çerçevesinde ve yüksek düzeyde bir hassasiyet ile yerine getirmeye gayret göstermektedir. Ülkemiz sınırlarında gerçekleştirilen veya ülkemiz vatandaşını ilgilendiren tüm projeleri ve atılan adımları görev tanımları kapsamında bilimsel ve doğa dostu yaklaşımlar süzgecinden geçiren, değerlendirme sonuçlarını hukuksal altyapıya uygun şekilde raporlayan bu meslek örgütleri kuruldukları günden bu yana hukukun üstünlüğünü kabul etmiş, hiçbir şart ve baskı altında değerlendirme süreçlerine siyasi ellerin dokunmasına müsaade etmemiş ve asla kırmızı çizgilerinin aşılmasına izin vermemiştir. Ayrıca genel kurul ve seçim süreçlerini anayasaya, yasalara ve iç tüzüklerine uygun biçimde gerçekleştiren demokratik meslek odaları, iç demokrasileri ile de Türkiye’nin aydınlık yüzü olmayı başarmıştır.
Diğer yandan Erdoğan liderliğindeki siyasi iktidar ülkemiz siyasetine hükümet etmeye başladığı günden bugüne kadar maddi kaynaklar oluşturmaya dayalı sürekliliği ve sürdürülebilirliği olmayan inşaat siyaseti politikaları ile hukuksal, doğal ve insani çokça değeri ayaklar altına almış, toplum sağlığını ve toplumun tüzel menfaatlerini hiçe saymıştır. Aynı siyasi iktidarın mesleki uzantıları da her genel kurul sürecinde demokratik yollarla adı geçen meslek örgütlerini ele geçirmeye çalışmakta ancak başaramamaktadır.
Günümüz şartları altında, evrensel bir salgın ve yine evrensel bir ekonomik kriz döneminde üzerinde çalışması ve çözüme kavuşturması gereken birçok sorunu olan Erdoğan’ın ve onun siyasi iktidarının daha önce olduğu gibi yine gündem dışı olan ve sadece kendi siyasi menfaatlerine fayda getirecek olan bir adımı atmaya çalışmakta olduğu açıktır. Bu adımın en önemli sebebi demokratik yollar ve hukuksal yapıya uygun biçimde iktidarın mesleki sözcüleri haline getirilemeyen meslek odalarını “sarı” sendikalar gibi iktidar yanlısı yapmak, işlevsiz, görevsiz ve gereksiz hale dönüştürmektir. Toplumcu İTÜ’lüler olarak, hekimler, mühendisler, mimarlar, şehir plancıları ve hukukçular gibi yaşadıkları topluma karşı hayati sorumluluklar taşıyan meslek gruplarının örgütlenme ve mesleki mücadele haklarının ellerinden alınmasına, toplumsal muhalefetin aynası olma başarısını her iktidar döneminde gösteren meslek odalarının işlevsiz hale getirilmesine ve vatandaşlarımızın sahip olduğu diğer değerlere “ince ayar” çekilmesine karşı olduğumuzun bilinmesini isteriz.
TOPLUMCU İTÜLÜLER
toplumcumeclis.org