• Beyoğlu Kentsel Sit Alanı içerisinde yer alan modern anlamda ilk şehircilik uygulamalarının gerçekleştirildiği ve dünya ölçeğinde nadir bulunan Levanten mimarinin özellikle emekçi sınıflar için geliştirilmiş konut mimarisi örneklerinin halen yaşatılabildiği, kültürel ve mimari mirasımız açısından en önemli alanlarımızdan olan Tarlabaşı’nda, kentsel dönüşüm eliyle yapılan yıkım sırasında temeli hasar gördüğü için bir tarihi binanın çökmesi,
• Uluslararası sözleşmelere (Dünya Kültürel ve Doğal Mirasinin Korunmasına Dair Sözleşme ve Avrupa Mimari Sözleşmesinin Onaylanması Hakkında Kanun) açıkça aykırı biçimde Kültür ve Turizm Bakanlığı eliyle 25 yıllığına “Kamer İnşaat”a “Yap-İşlet-Devret” modeli ile kiralanarak yok edilen Emek Sineması’nın açıkça yıkılması yanında ve Cercle d’Orient kompleksinin korunması gereken, korunacağı iddia edilen duvarlarına zarar verilmesi,
• Örnektepe Mahallesi‘nin “Hilton Garden Inn Haliç” otel inşaatı sebebiyle bir bütün olarak kayması ve
• Kağıthane’de TOKİ binaları inşa edilirken heyelan riski taşıdığı bilinmesine rağmen öncesinde tesadüfen boşaltılan 4 gecekondunun yağışların etkisiyle toprak kayması sonucu toprak altında kalmasıyla beraber mahalle sakinlerinin toprak kayması yüzünden evlerine girmeye korkması,
tesadüf değil, kader değil, sürpriz değil!
AKP eliyle tarihe ve insanlığa karşı suç işlenirken özenli ve insan sağlığı açısından güvenli faaliyetler yürütülmesini beklemiyoruz.
Tarihi yapıları dekor olarak gören zihniyet, yaptıkları “yenileme” çalışmalarıyla tarihi belge olan eski eseri tahrip ediyor, hatta yıkıyor; aynı zamanda da halkın can güvenliğiyle oynuyor.
Bu sebeple bütün bu bilimsel düşünceyi reddeden, can güvenliğimizi tehdit eden, tarihimize ve kentlerimize karşı kentsel dönüşüm eliyle yapılan saldırılar durdurulmalıdır.