Tarih hep egemenlerin tarihi olarak bilindi, algılandı. Ama tarihi yaratanlar hep emekleriyle bu dünyaya şekil veren, değiştiren ve dönüştürenler oldu. Bu yaratıcı faaliyet doğayı dönüştürürken, kendi iradesi ezildi, parçalandı. Tarihi yaratanlar, kendilerini köleleştirenlerin tarihine boyun eğmek zorunda kaldı. Ama tarihi gerçekten yaratanların üretici faaliyeti aslında her yere girdi, sızdı, etkiledi, değiştirdi. Müzik ve ritim de bundan bağımsız değil. Daha doğrusu emekten, emekçiden bağımsız bir müzik ve ritimden söz etmek mümkün değil.
Sermaye düzeninde üretim tek başına kabalaştırırsak “az ücret vererek” sömürü değil. Bedenlerin hastalanması, ölmesi yok olması bir yandan da. Düşünün yılda 2 milyondan fazla işçi meslek hastalıklarında ölürken, 300 bin işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitiriyor. Kendisi için üretemeyen yönetemeyen sınıf, kendisini hücre hücre doku doku yitiriyor.
Tarih işte böyle yazılıyor, ama gerçek tarih daha yazılmayan…
Bu sunumda, geçmişten bugüne bazı müziklerin ve ritimlerin ortaya çıkışında yoğun sömürü ilişkilerinin, iş cinayetleri ve meslek hastalıklarına karşı mücadelenin etkisi anlatılmaya çalışılacak.
ABD’den Küba’ya, Haiti’den Güney Afrika’ya ve sonrasında bugünün dans ve hatta düğün salonlarına kadar gelen ritimlerin izi sürülecek ve tartışılacak.
Daha yazmadığımız tarihi yazabilmek adına hepinizi etkinliğimize davet ediyoruz.
Tarih: 30 Mayıs 2021
Saat: 20:00 – 22:00
Etkinliğimiz online olacaktır. Katılmak için iletisim@toplumcumeclis.org adresine mail atabilir, sosyal medya hesaplarımıza mesaj bırakabilirsiniz.
Toplumcu Meclis 10 Yaşında!