26.07.2018
8 aydır uyarıldığı halde önlem alınmadan devam edilen kazı sonucu Beyoğlu Sütlüce Fuadiye Sokak`ta bulunan 4 katlı bir binanın nasıl çöktüğünü canlı canlı izledik. Binanın çökmesine, yanındaki inşaatın temel kazısı sırasında yaşanan toprak kaymasının neden olduğu anlaşıldı.
Söz konusu binanın 1994 yılında inşa edildiği, kaçak ve ruhsatsız olduğu, komşu parseldeki temel kazısı ve yoğun yağış nedeniyle yıkılan istinat duvarının etkisiyle çöktüğü anlaşılmaktadır. Bu olayda neredeyse doğru hiçbir şey bulunmamaktadır! Yıkılan binanın ruhsatsız ve iskansız olması ve imar affından faydalanabilir konumda olması bir yanda, tüm uyarılara rağmen inşaat yapım tekniğinin gerektirdiği hiçbir önlem alınmadan yürütülmesi bir diğer yanda memleketin iki ayrı gerçeğidir.
Denetimsizliğin boyutu, kör topal ilerleyen Yapı Denetim sistemi ile de kendisini göstermektedir. Yapı Denetim firması yaklaşık 8 aydır kendisine yapılan uyarıları dikkate almamış, yüklenici firmanın sahada ve çevrede gerekli önlemleri almasını sağlamamıştır.
Bir kez daha denetim kavramının kamusal niteliğinin önemi ortaya çıkmıştır. Yapı denetimi gibi insanların yaşamını bizzat ilgilendiren bir husus, kamusal denetim mekanizmalarının dışına atılamaz.
Söz konusu binaya bitişik kazı, mühendislik ilkelerinin hiçe sayılmasına örnek teşkil etmektedir. Bina çökmeden önce çekilmiş görüntüler, alt kısmı zemine oturmayan, ankrajları yetersiz istinat duvarının nasıl yıkıldığını göstermektedir. İstinat duvarının arkasındaki toprak duvarın altından kaymış, ardından duvarı tutan destekler taşıyıcılığını kaybetmiş ve duvar çökmüştür. Zaten altındaki zemin gevşemiş olan binanın çökmesi ise rezaletin son perdesini oluşturmuştur.
Bu olay maddi kayıpla beraber mühendislik hizmetlerinin zorunluluğuna da dikkat çekmektedir. Kazı çalışmasının sorunlu bir bölgede yapıldığı detayı atlanmış ve muhtemelen teslim tarihinde sıkıntı çıkmaması için de çalışma durdurulmadan devam ettirilmiştir.
En temel insan hakkı olan barınma hakkı, kamusal olarak eşit ve bilimsel olarak verilmesi gereken mühendislik hizmetleri olmadan bir anlam ifade etmeyecektir. Keza kamusal denetim, kar hırsı için yok sayılamaz. Kentlerimiz yurttaşlarımızın can güvenliklerinin tehlikede olduğu mekanlar haline gelmiştir. Kimi zaman bir hafriyat kamyonu, kimi zaman bir bina yıkımı, kimi zaman ruhsatsız bir kazı, kimi zaman açılıp bırakılmış bir çukur artık onları değil, yüzleri bulan yurttaşımızın canını almıştır, almaya devam etmektedir.
Kentlerimiz rantın, kar hırsının değil, toplumun gereksinimlerine göre inşa edilmelidir.
Kentlerimiz kamusal denetimin her aşamada en sıkı bir şekilde uygulandığı insanca projelerle gerçek sahiplerine verilmelidir.
Kentlerimiz sahipsiz değildir!
Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi