30 Mart 2020
Koronavirüs (Covid-19) salgını tüm dünyada etkisini sürdürürken devletlerin önlem paketleri, vaka ve hastalık sebebiyle kayıpların sayıları açıklanmaya devam ediyor. Bir taraftan fiziksel mesafelenmenin önemi uzmanlar tarafından sürekli vurgulanır, #EvdeKal çağrıları yapılırken, diğer taraftan üretim durdurulmadan ve ücretli izin verilmeden çalışanların sağlığı riske atılıyor. Koronavirüs salgını önlemleri, ülkemizdeki emekçileri ya ekmek ya sağlık tercihi arasında bırakıyor.
Salgının kıskacında yeni çalışma düzenleri ve irtibatlanma, ilişkilenme biçimlerini arıyoruz. Önceki Soru-Yanıt setimizde internet, online platformlar, ağlar ile ilgili listemizi paylaşmıştık. Bu SORU-YANIT seti ise; bugünlerde oldukça hayati olan ve tüm çalışanların kafasındaki çalışma hayatına dair sorulara odaklanıyor.
Korona günlerinde çalışma hayatımızı, haklarımızı derli toplu topladık.
SORU 1: İŞVEREN İŞÇİYİ ÜCRETSİZ İZNE ÇIKARABİLİR Mİ?
İşçinin ücretsiz izne çıkarılması ancak işçinin bunu kabul etmesine yani onayına bağlıdır. İşçi onay vermediği sürece ücretsiz izne çıkarılamaz. İşveren bu talebi yazılı olarak işçiye bildirmek ve işçinin yazılı onayını almak zorundadır.
SORU 2: ÇALIŞTIĞI SÜRE İÇERİSİNDE İŞÇİ VİRÜSE YAKALANDIĞI TAKDİRDE İŞ KAZASI SAYILIR MI?
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’na göre işveren her türlü iş sağlığı ve güvenliği tedbirini almak zorundadır. Şu an içinde bulunduğumuz durumda da işçiyi koronavirüsten korumak için her türlü tedbiri almak zorundadır. Dolayısıyla bu tedbirler alınmadan çalışmak zorunda olan işçiye virüs bulaşırsa bu iş kazasıdır bu işçi başka işçileri de enfekte ederse o işçiler açısından da bu bir iş kazasıdır.
SORU 3: İŞÇİLER PANDEMİ GEREKÇESİ İLE İŞ AKDİNİ SONA ERDİREBİLİR Mİ?
Bu soruya birkaç seçenek üzerinden bakabiliriz.
4857 Sayılı İş Kanunu 24. Maddesinde işçinin haklı nedenle yani tazminat haklarını da alarak iş akdini fesih sebepleri sıralanmıştır.
İşçinin işyerinde biri virüs sebebi ile hastalanırsa veya işçi yaptığı iş nedeni ile pek çok kişi ile temas halinde olmak zorunda ve bu sebeple enfekte olma riski varsa veya o iş yeri virüs nedeni ile 1 haftadan uzun süre kapatılmışsa işçi iş akdini haklı nedenle feshedebilir.
Son seçenekte yani 1 haftadan uzun süre işyerinin kapanması halinde yine iş kanunu 40. Madde gereği bu ilk 1 hafta işveren işçiye günlük ücretinin yarısını ödemek zorundadır.
SORU 4: ÜCRETSİZ İZNİ KABUL ETMEDİM AMA İŞVEREN FİİLEN ÜCRETSİZ İZNE ÇIKARILDIĞIMI SÖYLEREK EVE GÖNDERDİ NE YAPMALIYIM?
Ücretsiz izni kabul etmeyen işçinin işyerine alınmaması ve evine gönderilmesi iş akdinin işveren tarafından haksız feshi demektir. Bu durumda işçiye kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi gerekir. İşçi tazminatlarını talep edebileceği gibi koşulları varsa işe iade davası açabilir.
SORU 5: ZORUNLU OLARAK YILLIK İZNE ÇIKARILABİLİR MİYİM?
Anayasal olarak da dinlenme hakkı şeklinde güvence altına alınmış olan yıllık izin hakkının tek taraflı işveren tarafından kullandırılması yıllık izin hakkını ortadan kaldırmaz. Çünkü burada amaç yıllık izne çıkarmak değil, koronavirüs sebebi ile işçiyi işyerinden zorunlu olarak uzaklaştırmaktadır. Dolayısı ile yıllık iznin yani dinlenme hakkının amacına aykırıdır. Burada işçinin dikkat etmesi gereken şey yıllık izin adı altında bir belge veya yıllık izin çizelgesi imzalamaması gerektiğidir.
SORU 6: İŞYERİNDE VERİLEN ÜCRETLİ İZİN YILLIK İZİNDEN DÜŞÜLEBİLİR Mİ?
Yıllık İzin Yönetmeliği 6. maddesine göre işveren tarafından yıl içinde verilen ücretli izinler, ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izinden düşülemez. Yine burada işçi yıllık izin çizelgelerini imzalamamalı yıllık izin hakkı doğduğunda iznini istemeli, mahsup ettiğini iddia eden işverene böyle bir hakkı olmadığını söylemelidir.
SORU 7: ÜCRETSİZ İZNİ KABUL ETMEM HALİNDE BU SÜRE ÇALIŞTIĞIM SÜREYE EKLENİR Mİ?
Hayır. Ücretsiz izne ayrılmayı kabul ederseniz işverenin ücret ödeme yükümlülüğü ortadan kalkar, sözleşme askıda kalır ve bu süre kıdem ve ihbar tazminatı hesabında dikkate alınmaz.
SORU 8: ÇALIŞTIĞIM İŞYERİNDE VİRÜS NEDENİ İLE GEREKLİ TEDBİRLER ALINMIYOR ÇALIŞMAMA HAKKIM VAR MI?
VAR. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası 13. maddesinde belirtilen ciddi ve yakın tehlike koronavirüs salgını duruma uygulanabilir. Yani işyerinizde salgına karşı gerekli önlemler alınmamışsa bunların alınmasını isteyebilir yerine getirilmemesi halinde çalışmaktan kaçınabilirsiniz. Burada işçi iş sağlığına aykırı uygulamaların düzeltilmesi için yazılı olarak başvuru yapmalıdır. İşçinin takibine rağmen gerekli düzeltme yapılmıyorsa işçi haklı nedenle iş akdini feshedebilir ve tazminat hakkı doğar.
SORU 9: MAHKEMELERİN ÇALIŞMADIĞI SÜREÇTE HAK KAYBINA UĞRAYAN İŞÇİLERİN GEÇEN SÜRE İÇERİSİNDEKİ MAĞDURİYETLERİNİ İŞVERENDEN TALEP EDEBİLİR Mİ?
Bu soruya cevap vermeden önce genel tabloya bakabiliriz. Yaşadığımız salgın süreci işverenler tarafından fırsata dönüştürülmüş durumda. Çoğu işçi tazminatları dahi ödenmeden işten atılıyor. Hayatını devam ettirebilecek en asgari gelirden dahi mahrum olan işçi dava açabilmek için geliri olmadığı gibi zaten bu davaların sonucu için yıllarca beklemek zorunda olduğundan büyük bir hak gaspına uğramış oluyor. Yani fiilen hukuken hak arama yolunda engellerle karşılaşıyor.
Örneğin işe iade davası açması gerekiyorsa işten çıkarıldığı tarihten itibaren bir ay içerisinde arabulucuya başvurması gerekiyor. İşveren “nasıl olsa adliyelerde dahi doğru dürüst iş yapılmıyor pek çok iş durdu” rahatlığı ile anlaşmıyor ve işçi geliri olmadığı için dava da açamıyor.
Şu anda 25.03.2020 tarihli Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile bir hakkın doğumu, kullanımı ve sona ermesine ilişkin sürelerin 30.04.2020 tarihine kadar durduğu belirtildi. Ancak bu düzenlemede pek çok boşluk var, örneğin işe iade davası için öngörülen 1 aylık başvuru süresi de durdu mu sorusuna farklı hukukçular farklı cevaplar veriyor, bazı başvurucuların başvuruları hala alınıyor. Bana göre işe iade talebi için olan 1 ay içerisinde arabulucuya başvurma süresi de 30 Nisan’a kadar durdu.
Yani özetle biraz belirsiz bir tablo ile karşı karşıyayız ve önümüzdeki dönemde fiilen uygulamalarla bunlara yanıt bulabileceğiz. Benim kanımca bu belirsiz durum nedeni ile hak kaybıma uğramış bir işçi mağduriyeti sebebi ile işverene de belirsizliğe sebep devletin sorumluluğuna da gidebilmelidir. Bunları biraz da yaşayarak göreceğiz.
SORU 10: SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI OLURSA MAAŞ ALABİLECEK MİYİM?
Sokağa çıkma yasağı bir zorlayıcı sebep yani bir mücbir sebep halidir. Yani işyerinde faaliyet durmuştur. Bu durumda iş kanunu 40. Maddesi gereği ilk 1 hafta işveren işçinin her gün için ücretinin yarısını vermek zorundadır. Bu süreden sonra işçi isterse iş kanunu 24. Maddesi III bendi gereği iş akdini haklı nedenle feshedip tazminatlarını isteyebilir.
Bunun dışında o işyeri kısa çalışma ödeneği için başvuruda bulunmuş olabilir. Kısa çalışma ödeneği nedir nasıl faydalanılır ona bakacak olursak;
Kısa Çalışma Ödeneği
1-Kim Başvurur?
İşveren başvurur ve başvurusunda kısa çalışma yapacak işçilerin listesini verir.
2-Başvuru Koşullar Nelerdir?
2.1. İşyerinde haftalık çalışma süresinin geçici olarak 1/3 oranında azalması
2.2. İşyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az 4 hafta süre ile durdurulması
2.3.işveren bu koşulların oluştuğunu yazılı olarak İŞKUR’a bildirir
3-Başvuru nasıl değerlendirilir?
İŞKUR’a başvuru sonrası koşulların uygun olup olmadığı iş müfettişlerinin incelemesi ile değerlendirilir uygun bulunursa uygunluk raporu verilir.
4-Kısa Çalışma Ödeneği Süresi Ne Kadardır?
3 ayı aşamaz ancak Cumhurbaşkanı kararı ile 6 aya kadar uzatılabilir.
5-Ödemler Ne Zaman Başlar?
İş Kanunu 24/3 ve 40. Maddelerinde belirtilen 1 haftalık süre geçince başlar. Çünkü ilk 1 hafta her gün ücretin yarısını işveren öder. Bu 1 haftadan sonra ödemeler başlar.
6-Hangi İşçiler Faydalanır?
6.1. İşverenin İŞKURA verdiği listede adı yazılı işçiler
6.2. Son 3 yıl içinde en az 450 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödenenler
6.3.Kısa çalışmanın başladığı tarihten hemen önceki 60 gün çalışanlar
Bu şartların hepsi gereklidir.
7-Ne kadar ödeme yapılır?
Son 12 aylık prime esas kazanç üzerinden günlük ortalama brüt ücret bulunur ve bunun yüzde 60 ı üzerinden ödeme yapılır ama bu tutar asgari ücretin yüzde 150 sini geçemez.
8-Bu ödemeler işsizlik maaşı süresinden kesilir mi?
Evet, yapılan ödemeler işsizlik ödeneği süresinden düşer.
SORU 11: KORONAVİRÜS KAPSAMINDA İŞÇİNİN ÇALIŞMAKTAN KAÇINMA HAKKI VAR MI? BU HAKKIN KULLANIMI NEDENİYLE ÇALIŞILMAYAN DURUMLARDA ÖZLÜK HAKLARI NASIL OLUR?
Ülkemizdeki yasal düzenlemelere göre işyerinde uygun çalışma koşullarını oluşturmak ve gerekli risk analizlerini yaparak kanunun ön gördüğü her nevi işçi sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almakla yükümlü olan işverenlerdir.
Buna ilave olarak işverenin yeterli önlemleri almaması durumunda, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 13.maddesine göre işçilerin “çalışmaktan kaçınma hakkı” mevcuttur. Bu hakkın kullanımı için işçi yazılı bir dilekçe ile işyerindeki İSG kuruluna, eğer İSG kurulu işyerinde mevcut değilse İşveren’e ya da işveren vekiline başvurmalıdır.
6331 uyarınca eğer iş yerinizde korona pozitif tespit edilen bir çalışma arkadaşınız varsa veya siz pozitifseniz covid 19 ciddi ve yakın tehlike olduğu için tedbir alınmasını talep etmelisiniz. Koronavirüsün yayılma kabiliyeti düşünüldüğünde kalabalık ortamlarda ve gerekli tedbirlerin alınmadığı ortamlarda virüse davetiye çıkarıldığı da açık olduğundan salt virüs taşıyan bir işçi arkadaşınızın olması da gerekmez. Bu nedenle tedbir alınana kadar veya önlenemez durum varsa çalışma ortamı yeniden güvenli olana kadar hiçbir hak kaybına uğratılmaksızın çalışmayı bırakma ve tehlikeli ortamdan uzaklaşma hakkınız var. Daha da olmuyorsa iş sözleşmenizi feshetme hakkınız var.
Yine 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 24. Maddesinde işçi tarafından yapılacak haklı fesih halleri düzenlenmiş olup buna göre de işçinin yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı bir hastalığa tutulursa haklı nedenle yani kıdem tazminatına hak kazanarak iş akdini feshetme hakkınız var. İşyerinde bir haftadan fazla süre ile iş durmuş ise yine haklı nedenle fesih hakkınız olduğunu bilmelisiniz.
SORU 12: İŞYERİMİN KARARI İLE EVDEN ÇALIŞMA USULÜNE GEÇİLDİ. EVDE YAPTIĞIM ÇALIŞMALARDA İSG İLE İLGİLİ BİLMEM GEREKEN BİR ŞEY VAR MI?
Ülkemizdeki yasal düzenlemelere göre İşveren, evinden çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanı bilgilendirmek, gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla yükümlüdür.
Bu çerçevede evde yürütülen çalışmalarda “işyeri” ev olarak değerlendirilmeli ve evde işverenin işinin yürütümü ile ilgili konularda sağlık ve güvenlik uygulamaları işveren tarafından takip edilmelidir. Bunun için işçinin evde çalışma düzeninin sağlık ve güvenlik bakımından değerlendirilmesi ve iyileştirme çalışmalarının yapılması, çalışanın evdeki risklere karşı korunması için bir yaklaşım geliştirilmesi gerekir. Örneğin evde ergonomik çalışma ortamının oluşturulması, termal konfor şartlarının düzenlenmesi gibi hususlara dikkat edilmelidir.
Bir diğer konuda evde geçirilecek bir kazanın iş kazası sayılıp sayılmayacağıdır. Bu konuda mevzuata göre evin işyeri olarak değerlendirilmesi ve işverenin işinin yürütümü nedeni ile ortaya çıkabilecek kazalar iş kazası olarak değerlendirilecektir. Bu konuda işveren yetkilileri ile temasta olmak ve kaza olması durumunda sürecin iş kazası olarak kayıtlara geçirilmesi gerekmektedir.
SORU 13: EVDEN ÇALIŞMAYAN VE İŞE GİTMEK DURUMUNDA OLAN BİR ÇALIŞANIN KORONAVİRÜS POZİTİF OLMASI VE BU DURUMDAN ZARAR GÖRMESİ “İŞ KAZASI” OLARAK DEĞERLENDİRİLEBİLİR Mİ?
Bu konuda hukuki tartışmalar devam etse de içtihat incelemelerinden çıkarılabilecek sonuç şudur: Virüsün bulaşması, çalışanın işi nedeniyle olmuş ise veya işverenin mutlak hakimiyeti altında olmuş ise bu durum iş kazasıdır.
Örneğin bir şantiyede konaklayan işçinin virüse yakalanması ve zarar görmesi iş kazası olarak nitelendirilebilir.
Bu durumun iş kazası olarak kayıt altına alınması çalışan kişinin gördüğü zararın giderilmesi bakımından özellikle SGK ve tazminat hukuku bakımından önem arz etmektedir. Ne var ki virüse enfekte olma durumunun iş kazası sayılabilmesi için açık ve tartışmasız nedensellik bağının bulunması gerekir. Bu nedenle her virüs enfekte vakasının ilgili duruma özel olarak değerlendirilmesi gerekir.
* Ek sorularınızı iletisim@toplumcumeclis.org adresine iletebilirsiniz.