
25.08.2015
Betonlaştırdığınız şehirlerimizdeki sel ve su baskınları; doğal afet değil, kent politikalarınızın sonucudur!
“Dün akşamdan bu yana süren şiddetli yağışın sel ve heyelana yol açması sonucu” Artvin sular altında kaldı! Meydana gelen sel ve heyelan sonucu 7 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği 2 yurttaşımızın da kayıp olduğu açıklandı. Dereler “ıslah” bahanesiyle betonlaştırılırken, dere yataklarının imara açılması ile yıkımın boyutu arttı. Bugün yaşadığımız ilk değil ve AKP “icraat”ları devam ettikçe son da olmayacak!
Dün Artvin’in sular altında kalmasının sebebi gerçekleştirilen talan projeleridir. Uzun yıllardır “icraatlarını” sürdüren AKP belediyeciliğinin betonlaşma hırsı ve imar politikaları yüzünden kentteki dereler denizle buluşamadı. Yağmurun şiddetinin artması, derelerin taşması ve oluşan heyelan ile birçok köye ulaşım sağlanamadı. Rant üzerine kurulu kent politikaları sonucu imara açılan dere yatakları, yağış mikarları dikkate alınmadan yapılan yol yapım çalışmaları beraberinde büyük ölüm ve yıkımları getirdi.
Geçtiğimiz ay Yeşil Yol projesinin yapılması için Samistal Yaylasına iş makineleri ile girenlerin karşısında dimdik duran Havva Ana’nın inadı ve cesareti ile bir kez daha haykırıyoruz! Ölümlerin nedeni AKP’nin rant üzerine kurulu kent politikalarıdır!
“Bastıran yağışlar sebebiyle..” “mazgallar açık tutulmadığı için..” diye başlayarak ifade edilen felaketlerin sebebi özellikle son on yıldır izlenen yağmacı kent politakalarının sonucudur! Sorun “doğal afet” söyleminin altına saklanamayacak kadar büyümüştür, bilim ve meslek insanları açısından endişe vericidir. 2009 yılında 31 yurttaşımızın hayatını kaybettiği Ayamama Deresi Taşkınını, 2012 yılında yaşanan ve 11 yurttaşımızın ölümüne sebep olan Samsun’daki sel felaketini, Ankara’da Gökçek icadı tünellerde daha geçen yıl hayatı felç eden tabloyu, bu yıl haziran ayında Kurbağalı Derenin taşarak Yoğurtçu Parkı’nı göle çevirmesini “doğal afet kestirmeciliğiyle” açıklamanın kent ve doğa bilimleriyle ilgisi yoktur.
Kentin gerçek altyapı ve kentleşme sorunlarını; günü kurtarma telaşıyla, rant odaklı, toplum yararından, bütünlükten uzak müdahalelerle geçiştirmeye çalışan, yol yapıyorum diyerek ormanları traşlayan anlayış bugün halkımızın canını tehlikeye atmaktadır. Artık kaçacak yer kalmamıştır! Sorumlular dün olduğu gibi bugün de kente dair politikaları üreten ve uygulayanlardır.
Halkımızın en başta can güvenliğini düşünen mühendisler, mimarlar, plancılar olarak hükümeti uyarıyoruz: artık kaçacak yeriniz kalmadı, yalanlara karnımız tok!
İzlenmekte olan kent politikaları son bulmadığı takdirde yaşadıklarımız, AKP’nin elleriyle yarattığı felaketler daha ağır sonuçlarla devam edecek. Bu felaketler artık bir son bulmalı ve sorumluları halka hesap vermelidir.
Kamuoyunun dikkatine sunarız.
Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi