15 Haziran 2020
Koronavirüs tüm dünyada etkisini sürdürürken farklı ülkelerde farklı önlem ve mücadele deneyimleri yaşanıyor. Tüm dünyanın virüsle mücadelesi eşit hızla ve etkide sürmüyor. İran, Çin gibi normalleşme sürecine giren bazı ülkelerde vaka sayılarının yeniden artması virüste 2. dalga endişesini getirdi. Türkiye 1 Haziran itibariyle yeni normal paketini açıklamış ve kamusal mekanlardaki kısıtlamaları kaldırmıştı. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı son 4 günün vaka sayıları da önlemlerin gevşetilmesinin ve bireysel çabalı tedbirin yetersiz kalacağını gösteriyor.
Makine Mühendisi Prof Dr Zafer İlken’e kamusal mekanlarımızın havasına dair sorularımızı sorduk.
Yeni Normal’e geçişin ve 2. dalgaların tüm dünyada konuşulduğu, ülkemizde de 1 Haziran itibariyle de normale geçiş planı yürülüğe konan bir dönemde en kritik kriterlerden birisi havalandırma sistemleri oldu. Öncelikle konuya buradan başlayalım isteriz. Özellikle AVMler bu konunun çok tartışılmasına neden oldu. AVMlerin kapalı mekanlar olması ve merkezi sistemlerle iklimlendirmesi sebebiyle hem ziyaretçi hem çalışanlar için pandemi koşullarında riskli olduğu uyarıları yapıldı. Bu konuyu açabilir misiniz? Önceki gün TEZKOOP ş Sendikası AVMlerden vaka haberleri geldiğini açıkladı. Şuan açılan AVMlerde gereken önlemlerin alındığı söylenebilir mi?
Zafer İlken: AVMlerdeki klima sistemleri çoğunlukla iç havanın soğutularak mekanlarda sirküle edilmesi prensibine göre çalışır. Dışarıdan taze hava alımı ya hiç yoktur ya da sınırlı bir miktardadır. Filtreleme sistemlerinde de pahalı olması nedeniyle hepa filtrelerin kullanılmaması, sonuçta kirli havanın mikroplarıyla birlikte aynı ortamda kalması ve dolaştırılması sonucunu doğurur ve bu nedenle sosyal mesafe için öngörülen mevcut uzaklığı anlamsız kılar. Uzman Sekiz Kuruluşun ve TTB Üyesi Tabiplerin Katılımı ile Oluşan MMO İklimlendirme Teknik Kurulu’nun Covid-19 Pandemisine yönelik AVM’lerde Pandemi Tedbirleri Metni’ne mmo.org.tr adresinden ulaşılabilir.
Spor salonları da açılacak bu süreçte. Tren ve uçaklarla ulaşım başladı. Otobüslerle, metrolarla kent içinde ulaşım sürüyor. Kamusal ulaşım araçlarında kullanılan ve kullanılması gereken sistemlerle ya da yapılması gerekenlerle ilgili ne söylemek istersiniz?
Zafer İlken: Aslında bu süreçte netleşmemiş birçok konu var. Kimileri böyle bir virüsün olmadığını, olsa bile kitlesel bağışıklık sürecine kendiliğinden geçilmesiyle pandeminin biteceğini ifade ederken, kimileri aşı bulunmadan bu sürecin aşılamayacağını belirtmekte, bir kesim ise bunun aşı pazarlamak ve/veya totaliter yapıları geliştirmek ve güçlendirmek için emperyalistlerin büyük bir oyunu olduğunu iddia etmekte. Nitekim bu nedenlerle, ülkeden ülkeye farklı tedbirler, uygulamalar gözlenmekte.
Yeni normale geçiş süreci de pandemi olayına hangi taraftan bakıldığına göre değerlendirilmeli. Bir bakışa göre spor salonları, ulaşım araçları hiç çalışmamalı maskeden vazgeçilmemeli, bir diğer bakışa göre ise spor salonları açılmalı, ulaşım tamamen serbest olmalı, toplu etkinliklere izin verilmeli,vb. Türkiye’nin yeni normale dönme istekliliğinin ise, öncelikle batmış ekonomiyi, iflas etmiş bütçeyi diriltmeye çalışma niyetinden kaynaklandığını düşünüyorum. Türkiye’de birbiriyle çelişen ve nedenleri birbirini yalanlayacak şekilde kısa sürelerde değiştirilen o kadar çok uygulama yapıldı ki, bir çoğunun gereksiz, halkın belirli kesimlerini bezdiren, tutarsız ve palyatif tedbirler olduğunu düşünüyorum. Halkımızın yine ve yeniden yalnızlığa terk edildiği kanısındayım. Bir örnek vereyim : Sağlık bakanı ölenlerin % 93’ünün yaş ortalamasının 75.4 olduğunu söyledi. Yani ölenlerin büyük çoğunluğu üç ay boyunca evde kalanlar !!!
Plazalar, pandeminin olmadığı durumda bile “hasta bina sendromu”na neden olan çalışma alanlarıydı. Plazalar için ne diyebiliriz? Pandemi, bu tip binaların doğal havalandırılması için imkan yaratır mı sizce?
Zafer İlken: Plazalar için de AVM’lere söylediklerimize benzer şeyler ifade edebiliriz. Giydirme dış cephe uygulaması nedeniyle neredeyse çoğu, hava sızdırmaz vaziyette. Dolayısıyla bu şekilde yapılmış binalar için doğal havalandırma uygulaması olanaksız. İzmir’de geometrisi ve sızdırmazlığı nedeniyle kışın güney cephesinde 38 C ye çıkan sıcaklıkların olduğu ve soğutulmak zorunda kalınan mekanlara sahip yapılar biliyorum. Uluslararası kabul görmüş kodlara göre tasarım ve imalat yapılmadıkça, süreç içinde alınmaya çalışılan geçici tedbirlerin bilimle ve mühendislikle ilgisi olamaz.
Mühendisliğin farklı alanlarının kamusal sorumluluğu özellikle çeşitli afet durumlarında daha fazla öne çıkıyor. Bir biyolojik afet olarak da tanımlanan pandemi sürecinde multidisipliner arayışlarda makine mühendislerinin bilgisine de çok ihtiyacımız olduğu bir kez daha hatırlamış olalım. Sizce bu pandemi süreci mühendisliğin ve pratiğinin üretim süreçlerini etkiler mi?
Zafer İlken: Pandemi süreci mühendisliğin ve pratiğinin üretim süreçlerini kesinlikle etkileyecektir. Ama nerede ? TMMOB yasasının değiştirilmeye, yetkilerinin Odaların elinden alınmaya çalışıldığı, imar barışı adı altında kaynak (!) yaratıldığı, ormanların, nehirlerin, denizlerin talan edildiği, madende ölen yüzlerce kişi için ‘güzel öldüler’, hızlı tren kazasında yaşamını yitirenler için ‘bu tür kazalar başka ülkelerde de oluyor’ denilen, hafta sonları evde hapis tutulup hafta içi sanayide, şantiyelerde çalıştırılan işçilerin ülkesi Türkiye’de mi ? Buna benzer yüzlerce örnek verebiliriz, ama söyleyebileceğimiz tek bir söz var; eski bir siyasetçi söylemişti : “Hadi oradan”
Teşekkür ederiz.