Marmaray seferleri yine durdu.
Kapı arızasından kaynaklandığı açıklanan aksama yolcuları tedirgin etti. Marmaray Üsküdar istasyonunda yaşanan arıza sonrasında güvenlik görevlileri habercilerin istasyona girişine engel oldu. TCDD’den yapılan açıklamada seferlerin durma nedeninin aşırı yoğunluk ve meraklı yolcuların ‘acil durum butonuna’ basmasından kaynaklandığı belirtildi. Yetkililer, yolculardan sürekli gel-git yapmamalarını istedi.
Radikal yazarı Ezgi Başaran “Oley be! Marmaray bozuldu!” başlıklı yazısında “Eğri oturup doğru konuşma yeteneğimizi kutuplaşmaya kurban ettik gitti.” diyor ve ekliyor: “ Marmaray ilk seferinde arızalandı diye sevinmek, kusura bakmayın ama, Marmaray’ın ilk seferinde arızalanmasından daha büyük bir sorun. California Teknik Üniversitesi’nden dâhiler gelse çözemez .” Neyse ki, Marmaray’la ilgili haber yapılmasını engellemenin de trajik ve komik olduğunu da belirterek bitiriyor yazısını.
Ezgi Başaran kutuplaşma diyor da, Marmaray bir proje ve bir mühendislik projesi; evet boyutları ve maliyeti baz alındığında büyük , dev bir proje. Fakat şunu asla unutmamak gerekir ki, önümüzde iktidarını ve geleceğini çılgın, dev projelere endekslemiş bir AKP gerçeği var ve her fırsatta bu tür projeleri bir propaganda malzemesi olarak kullanıyor. Marmaray’ın tam olarak hazır olmadığını ve bu şekilde açılmasının bir faciaya neden olabileceğini belirten mühendislerin, bilim insanlarının uyarılana rağmen, dualar eşliğinde, ille de 29 Ekim’de açılmasını biraz böyle okumak gerekiyor. Hatta bu bir namus meselesi onlar için. Marmaray’da yüklenicilere karşılık devleti temsil eden Ulaştırma Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürü Metin Tahan’ın, projenin 29 Ekim’e yetiştirilmesine Japonları ikna etmek için kanıyla imzaladığı belge bunu gösteriyor ve aklın sınırlarını zorluyor. Olayın 27 Şubat gecesi geç bir saatte Haydarpaşa’daki Marmaray Bölge Müdürlüğü’nde gerçekleştiğini kaydeden Metin Tahan, ‘Kararlı olduğumuzu göstermek durumundaydık. Yabancı yetkililer 8-10 kere tercüme ettirdiler, ‘Ne demek istiyorsunuz’ dediler ve imzalamak istemediler. Ben de onlara ‘İmzalamıyorsanız bu işi bırakın ve ülkenize dönün’ diyerek baskı yaptım. Sonra da ‘Tamam biz 29 Ekim’de bitireceğiz, bu imzaya ne gerek var’ demeye başladılar. ‘Madem bitireceksiniz, imza atın, neden korkuyorsunuz’ dedim. Ondan sonra imzaladılar. ‘Köprüden atlama’ ifadesini okuyan Japon yetkililerin kendisine ‘Harakiri mi yapacağız?’ diye sorduğunu belirten Metin Tahan, onlara ‘Köprüden atlamak da bir yerde harakiridir’ şeklinde cevap verdiğini söylüyor.
Peki soruyoruz o zaman bu neyin kararlılığı?
Hükümet yetkilileri ve Bakan Binali Yıldırım arızayı “basit, olağan bir elektrik kesintisi” olarak göstermeye çalışsa da, haftalardır Marmaray’ın bu haliyle açılmasının felakete davetiye çıkardığı uyarısında bulunan projenin sinyalizasyon ve haberleşme sistemleri uzman baş mühendisliğinden 2008’de emekli Elektrik/Elektronik Yüksek Mühendisi Rıza Behçet Akcan, yaptığı uyarılarda işaret ettiği 15 sorundan birinin daha ilk gün yaşandığını belirtiyor.
“Marmaray’ın elektrik enerjisi sistemi Türkiye’yi bir ağ gibi saran 380 bin ya da 154 bin voltluk indirici trafo merkezlerinden alınır. Bu merkezlerin birisi Gebze-Pendik arasında, bir tanesi Haydarpaşa, biri Yedikule biri de Çerkezköy hattı üzerindedir” diyen Akcan, Marmaray’ın buralardan enerji almadan açıldığına dikkat çekiyor. “Bahsettiğim 380 bin veya 154 bin beş yüz voltluk her iki sistem de Türkiye’nin iki ayrı enerji besleme ring sistemidir. Biri 154 bin, diğeri 380 bin olmak üzere Türkiye’yi çepeçevre dolaşır. Bunlardan enerji almak için de trafolardan istediğiniz gerilim değerine düşürüp almanız gerekir. Bu enerji sistemlerinden beslenmediğiniz takdirde de elektrik temin edilebilir ama böyle arızalar olur.”
Bir tarafta projenin bu haliyle meydana getireceği olası tehlikelere vurgu yapan somut, bilimsel veriler; diğer tarafta arızaları aşırı yoğunluğa, meraklı yolcular gibi sebeplere bağlayan devlet ve hükümet yetkilileri. California Teknik Üniversitesi’nden dâhilerin gelmesine gerek yok AKP Türkiye’sinde yaşadıklarımızı anlamak için. Kimse kimseye nedensiz, salt düşmanlık beslemiyor. Pamukova örneğindeki gibi. bilim dışı, şov amaçlı uygulamaların geçmişteki yansımalarını hep beraber yaşadık. Söz konusu olan insan hayatı ve bizim geleceğimiz. Ancak anlaşılıyor ki, arızalı olan sadece AKP’nin uyguladığı politikalar ve projeleri değil, olası kötü sonuçlara sevinebileceğimizi düşünenler de aynı zamanda.