• En Son
  • En çok Okunan
Kuraklık değil, “su kıtlığı” kapıda!

Kuraklık değil, “su kıtlığı” kapıda!

Şubat 25, 2014
3 Aralık Mücadele Günüdür

3 Aralık Mücadele Günüdür

Aralık 3, 2022
İBB Suça Ortak Olma

İBB Suça Ortak Olma

Temmuz 27, 2022
Mühendis, Mimar, Şehir Plancısı Asgari Ücreti Arttırılmalıdır!

Mühendis, Mimar, Şehir Plancısı Asgari Ücreti Arttırılmalıdır!

Temmuz 16, 2022
Okmeydanı’nda Rantsal Dönüşüme Karşı Halkın Yanındayız

Okmeydanı’nda Rantsal Dönüşüme Karşı Halkın Yanındayız

Haziran 9, 2022
Kamusal Arsa ve Arazilerin Özelleştirilmesi-Özelleşmesi

Kamusal Arsa ve Arazilerin Özelleştirilmesi-Özelleşmesi

Haziran 5, 2022
Çorlu Ailelerini Savunduğu İçin Yargılanan Üyemiz Mühendis Birtan Altan’a Beraat

Çorlu Ailelerini Savunduğu İçin Yargılanan Üyemiz Mühendis Birtan Altan’a Beraat

Mayıs 20, 2022
Mühendislere Mimarlara Şehir Plancılarına Açık Çağrı

Mühendislere Mimarlara Şehir Plancılarına Açık Çağrı

Nisan 29, 2022
Yaşasın 1 Mayıs

Yaşasın 1 Mayıs

Nisan 29, 2022
TMMOB Neden Hedefte – Ümit Bayrak

Toplumcu Meclis’ten TMMOB ve Bağlı Odaların Genel Kurulları Sürecine İlişkin Açıklama

Şubat 16, 2022
Barınma Hakkı: Konut ve Kira Sorunu – Sinem Yıldız

Barınma Hakkı: Konut ve Kira Sorunu – Sinem Yıldız

Şubat 9, 2022
İklim Krizi

İklim Krizi

Haziran 5, 2022
TMMOB Mühendis, Mimar, Plancılar için 2022 Yılı Brüt Asgari Ücreti Belirledi: 7850TL

TMMOB Mühendis, Mimar, Plancılar için 2022 Yılı Brüt Asgari Ücreti Belirledi: 7850TL

Aralık 22, 2021
Toplumcu Meclis
Perşembe, Şubat 2, 2023
  • Ana Sayfa
  • Etkinlikler
  • Basın Açıklamaları
  • Haber & Duyuru
  • Makaleler
  • Sunumlar
  • İletişim
No Result
View All Result
Toplumcu Meclis
No Result
View All Result

Kuraklık değil, “su kıtlığı” kapıda!

system
Şubat 25, 2014
in Kent Suçları Günlüğü
0

YOU MAY ALSO LIKE

YHT bakım ünitesine “ÇED gerekli değildir” raporu

Gökçek’in kent suçları listesi çok uzun

susorunu23

 

Bu yıl için, 21 Ekim 2013-30 Ekim 2014 tarihleri arasında tanımlanan su yılı takviminin en verimli 5 ayının yağış getirmemesiyle, Türkiye son yılların en ciddi kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Kuraklık tehlikesi, iş İstanbul ve Ankara’ya geldiğinde daha da ciddileşiyor. İstanbul’daki barajların geçtiğimiz yıl %82.6 olan doluluk oranı, daha yaz ayları gelmemişken, 2014’ün ilk iki ayında %30.34’e düştü. Özellikle Pabuçdere Barajı, %0.21 olan doluluk oranıyla, neredeyse tamamen kurumuş vaziyette. Ankara için de durum pek iç açıcı değil, barajların doluluk oranı şimdiden %36’ya gerilemiş durumda. Bu durumda seçimlerden sonra ciddi su kesintileri yapılması ihtimali var.

 

Bu iki kentteki kuraklık tehlikesinden sadece yağış azlığını sorumlu tutmak mümkün mü? İşte burada kuraklık ve su kıtlığı ifadelerini ayırmak gerekiyor. Türkiye genelinden bahsederken tarımsal üretimi, içme suyu erişimini, enerji üretimini etkileyecek kuraklığı dikkate almak gerekirken; İstanbul ve Ankara gibi, toplam 20 milyona yakın insanın yaşadığı, ülkenin en büyük iki kenti söz konusu olduğunda “su kıtlığı” ifadesini kullanmak birçok sorunun da altını çizecektir. Özellikle İstanbul’da yaşayan nüfus, kente su taşıyan havzaların kaldırabileceğinden çok daha fazladır. Sanayi bölgelerinin yer seçimini de kapsayan yanlış arazi planlaması, su havzalarının yerleşim yeri olarak kullanılması, yeraltı sularının tedbirsizce kirletilip yok edilmesi, yaşanacak su kıtlığının sebepleridir. Bu tehlikenin nefesi İstanbul’un ensesindeyken, elde kalan su havzaları korunmak yerine yok edilmekte. Bunun en büyük örneği, ÇED raporunda açıklandığına göre, inşa edildiği alandaki 70 göleti hafriyatla dolduracak olan üçüncü havalimanı. Yine ÇED raporunda, üçüncü havalimanının barajları besleyen akarsuların debisini azaltarak doluluk oranlarını da olumsuz etkileyeceği belirtiliyor. Yani su kıtlığının faturasını yağış azlığına değil, hatalı planlamaya kesmek gerekiyor.

 

Geldiğini böyle aleni ilan eden su kıtlığı tehlikesine karşı ne gibi önlemler alındığı ise muamma. Orman ve Su işleri Bakanı Veysel Eroğlu, kuraklığın kendisini reddederken yine inşaata sığınıyor: 3 baraj daha inşa ederek “2040’a kadar su sorununu def edeceklerini” söylüyor. Başka bir seferinde de B ve C planları olduğunu iddia ediyor fakat bunlar “meslek sırrı” olduğundan açıklanamıyor. Kısacası, bu duruma karşı alınan bir önlem olmadığını söylemek mümkün. Önlem alınmamasıyla kalınmayıp bir de eldeki su kaynaklarının yok edilmesi, plansız yapılaşmanın sürdürülmesi, büyük şehirlerdeki nüfus yoğunluğunun kırılması için çabalamak bir yana her geçen gün bu yoğunluğu artırıcı “projeler”le ortaya çıkılması kapıdaki su kıtlığının asıl nedenleridir. Su sorunu, bu “yetkililere” bırakılmaması gereken, hayati bir meseledir. Su kıtlığının tek çaresi, mevcut su kaynaklarını aşırı tüketimden ve kirlenmeden koruyan, büyük kentlerdeki nüfus yoğunluğunu kırmayı hedefleyen yeni bir planlama anlayışıdır.

25 Şubat 2014

Etiketler: su kıtlığı
Paylaş133Tweet83Paylaş33Paylaş23

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kategoriler

  • Basın Açıklamaları (78)
  • Etkinlikler (23)
  • Haber & Duyuru (68)
  • Kent Suçları Günlüğü (76)
  • Makaleler (67)
  • Sunumlar (26)

Son Yayınlananlar

3 Aralık Mücadele Günüdür

3 Aralık Mücadele Günüdür

Aralık 3, 2022
İBB Suça Ortak Olma

İBB Suça Ortak Olma

Temmuz 27, 2022
Mühendis, Mimar, Şehir Plancısı Asgari Ücreti Arttırılmalıdır!

Mühendis, Mimar, Şehir Plancısı Asgari Ücreti Arttırılmalıdır!

Temmuz 16, 2022
  • Ana Sayfa
  • Etkinlikler
  • Basın Açıklamaları
  • Haber & Duyuru
  • Makaleler
  • Sunumlar
  • İletişim


© 2021 ToplumcuMeclis.org

No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Etkinlikler
  • Basın Açıklamaları
  • Haber & Duyuru
  • Makaleler
  • Sunumlar
  • İletişim


© 2021 ToplumcuMeclis.org

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?