23 Temmuz 2020
ENDÜSTRİ MİRASI NEDİR?
Endüstri mirası, ilk olarak 19. yüzyılda Sanayi Devrimi’nin doğduğu yer olan İngiltere’de gelişen bir kavramdır. İngiltere’de zamanla işlevini kaybeden ve atıl duruma gelen sanayi yapılarının korunması ve yeniden işlevlendirilmesi gündeme gelmiş, 1973’de Association for Industrial Achaeology kurulmuştur. Eski endüstri yapılarının korunması uluslararası alanda da kabul görmeye başlamış, 1978’de ise endüstri mirası odaklı ilk uluslararası örgüt olan TICCIH (The International Committe for The Conservation of The Industrial Heritage) kurulmuştur. 2000 yılında ICOMOS, TICCIH ile anlaşma yaparak endüstri mirası konusunda uzman komite haline gelmiştir.
Zamanla endüstri mirası UNESCO’nun da konusu haline gelmiş ve Polonya’daki Wieliczka Tuz Madeni Ocakları UNESCO Dünya Miras Listesine 1978 yılında kabul edilmiştir. Zamanla listeye giren endüstri mirası alanların sayısı artmıştır.
2003 yılında TICCIH tarafından hazırlanan “The Nizhny Tagil Charter fort he Industrial Heritage” tüzüğünde endüstri mirası ve endüstri arkeolojisi kavramları tanımlanmıştır:
“Endüstri mirası, endüstri kültürünün tarihsel, teknolojik, toplumsal, mimari ya da bilimsel değeri bulunan kalıntılarından oluşur. Bu kalıntılar, binaları ve makineleri, atölyeleri, imalathaneleri ve fabrikaları, madenleri ve işleme ve arıtma alanlarını, ambarları ve depoları, enerjinin üretildiği, iletildiği ve kullanıldığı yerleri, taşımacılığı ve tüm alt yapısını, ayrıca ikamet, ibadet ve eğitim gibi endüstri ile ilişkili toplumsal etkinlikler için kullanılan yerleri içerir”
TÜRKİYE’DE ENDÜSTRİ MİRASININ GEÇMİŞİ
Türkiye’de bu kavramdan 1990’ların başında bahsedilmeye başlanmıştır. Aslında 1980’lerde Haliç iyileştirme projesi kapsamında, Osmanlı döneminde sanayi bölgesi olan Haliç’teki bazı eski üretim yapılarının yıkılması öngörülmüş; ancak bu binalardan bazılarının tescillenmesi ile yıkımdan vazgeçilip yeniden işlevlendirilmeleri sağlanmıştır. Bunlardan biri yeniden işlevlendirilerek kültür merkezi haline getirilen Sütlüce Mezbahası’dır. Diğerleri arasında fuar ve kongre merkezi olan Feshane-i Amire Binası, Rahmi Koç Müzesi olan Şirket-i Hayriye Tersanesi, Kadir Has Üniversitesi haline dönüşen Cibali Tütün Fabrikası, Bilgi Üniversitesi haline gelen eski elektrik santrali sayılabilir. Haliç dışında da yeniden işlevlendirilen eski endüstri yapıları vardır. Bunlardan bir bölümü Bakırköy’de Osmanlı Dönemi’nde Baruthane tesisi olarak kullanılan yapılardır: Yunus Emre Kültür Merkezi ve İspirtohane Kültür ve Sanat Merkezi.
Bu yapılar yeniden işlevlendirilirken, tarihi bağlamlarından ve asıl işlevlerinden tamamen koparılarak düzenlenmeleri ise ayrı ve önemli bir tartışma konusudur.
BULUNDUĞU SEMTE ADINI VEREN BİR ENDÜSTRİ MİRASI: BOMONTİ BİRA FABRİKASI
Bomonti Bira Fabrikası, Osmanlı Dönemi’nde II. Abdülhamit zamanında 1890 yılında İsviçreli Bomonti kardeşler tarafından Şişli’de kurulmuştur ve kurulduğu semte adını vermiştir. İlk yapılar 1893- 1895 yılları arasında inşa edilmiştir. 1910’larda bazı yeni yapılar eklenmiş, 1924, 1945- 65 yıllarında da ihtiyaca göre yeni bölümler eklenmeye devam edilmiştir. 1990’lara gelindiğinde ise fabrika kapanmıştır.
Bomonti Bira Fabrikası 1998 yılında İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 9294 sayılı kararı ile korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.
Sonrasında yaşananlar aslında Türkiye’de özellikle de kültür varlıklarına ve doğaya yönelik rant baskısının had safhada olduğu İstanbul’da endüstri mirası yapıların başına gelenlerin anlaşılabilmesi açısından dikkatle incelenmesi gereken bir örnektir. Şimdi kısaca Bomonti’nin başına gelenleri özetleyelim:
13. 01. 2002 tarihinde fabrika arazisindeki tescilli dört taşınmaz Tekel tarafından Maliye Hazinesi’ne bedelsiz devredildi. İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 30.01.2002 tarih ve 13597 sayılı kararı ile İstanbul’daki erken sanayi yapılardan olduğundan korunması gerekli kültür varlığı alarak tesciline ve koruma altına alınmasına karar verildi.
Uzun yıllar atıl durumda kalan yapı için 2003’te harekete geçen Şişli Belediyesi tarafından, burayı bir kültür merkezi alanına dönüştürmek için proje hazırlansa da, proje hayata geçirilemedi. Fabrika arazisinin bir bölümü, Ekim 2006’da Kültür ve Turizm Bakanlığının Turizm Yatırımcılarına Kamu Arazisi Tahsis Şartnamesi, yani yap-işlet-devret modeli çerçevesinde ihaleye çıkarıldı. ‘Bomonti Turizm Merkezi’ ihalesini IC Holding aldı ve IC Holding’e 49 yıllığına kiralanan arsaya, Bomonti Oteli yapıldı.
Fabrika yapılarından geriye sadece Birahane Sokağını belirleyen birkaç yapı ve Eski Malt Binası, Eski Silo, Eski Arpa Temizleme Binası, Eski Kazan Dairesi kaldı. İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun 06.10.2004 tarih, Eski Malt Binası, Eski Silo, Eski Arpa Temizleme, Eski Kazan Dairesi binaların yıkımlarının uygun olmadığına, can, mal ve çevre güvenliği önlemlerinin malik ve yerel yönetim sorumluları tarafından alınmasına karar verdi.
2008 yılında İstanbul 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 1772 sayılı karar ile alandaki A, B, C, D, E, F, G ve H yapı bloklarını tescilledi. Fakat yine 2008’de 1945- 1965 tarih aralığında inşa edilmiş olan E- G- H yapıları mimari belge değeri olmadığı ve bütünlük oluşturmadıkları gerekçesi ile koruma kurulu tarafından tescilden düşürüldü ve söküldü.
2011 yılında Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Dini Tesis Alanı ve İlçe Müftülüğü yapılmak üzere taşınmazların tescillerinin kaldırılarak plan değişikliği yapılmasını istedi; ancak 2 Numaralı Koruma Kurulu buna onay vermedi.
2013 yılında fabrika arazisinde yer alan ve hazineye ait olan Eski Malt Binası, Eski Silo, Eski Arpa Temizleme Binası ve Eski Kazan Dairesi, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı doğrultusunda Başbakanlık Sosyal ve Kültürel İşler Başkalığı tarafından cami kullanım amacı ile Diyanet’e devredildi. Cami projesi 2 Numaralı Koruma Kurulu’na geldi. 3 Aralık 2013 tarihinde Koruma Kurulu tescil halinin devamlılığı kararı ile projeye onay vermedi.
Tüm bu kararlara ve koruma ile ilgili “kültür mirası yapıların yıkılmadan korunmaları esastır, yapının günümüze ulaşmış sosyo-kültürel ve tarihi kimliğini oluşturan mekânsal, biçimsel ve yapısal özellikleri ve çevre içindeki özgün konumu korunacaktır ” ilke kararlarına rağmen İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarının Koruma Bölge Kurulu’nun 15.03.2019 gün ve 7248 sayılı kararı ile;
“Dini Tesis Alanı” ve “İlçe Müftülüğü Binası” sonra iade koşullu olarak “Cami yapılmak” üzere Diyanet İşleri Başkanlığına tahsis edilen yargılama konusu alanda; alanın Maliye Hazinesi’ne iade koşulu da gerçekleştirilmeden mevcut kültür varlığı tescilli binaların “Şişli’de Kâgir Bina Rekonstrüksiyon Projesi” başlığı ile bu kez Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından eğitim ve yurt olarak kullanılacağı anlaşılan ve binaların tümden yıkımını öngören bir rekonstrüksiyon projesi onaylandı.
13 Haziran 2019 Koruma Kurulu, 1998 tescil kararını bozarak bahsi geçen 4 binayı Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis etti. Kurul aynı gün mimar Halil Onur’un alana ilişkin hazırladığı “mescit, yurt, sergi salonu ve katlı otopark” bulunan projeyi uygun bularak söz konusu taşınmazların söküm ve yıkımına izin verdi.
İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarının Koruma Bölge Kurulu’nun 13.06.2019 tarih ve 7480 no’lu kararı ve 25.07.2019 gün ve 7616 sayılı kararları ile de, Şişli Belediyesine mevcut yapıların yıkımı için yaptıkları başvuru ile Koruma Kurulu’nun yazılı izni istenildiğinden, parseldeki yapıların “yıkım ruhsatının” bağlı olduğu belediyeden alınabilmesi için konu hakkında bütün kurul kararlarına aykırı olarak ve bir kelime oyunu ile “yıkım” yerine “söküm” denilerek tescilli binaların yıkılarak uygulamaya geçilmesi istendi.
Mimarlar Odası’nın 2019 yılında açtığı dava sonuçlanmadan, 19 Temmuz 2020 tarihine gelindiğinde ise Diyanet’e devredilen Bomonti fabrikası yapılarının, süren davalara rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ruhsatı ile yıkımına başlandı.
Fotoğraf: @puleragema
KENT HAFIZAMIZIN KORUNMASI KONUSUNDA DUYARLILIĞIN ARTMASI ŞART
1980’lerde Haliç, Zeytinburnu, Bakırköy gibi semtlerdeki sanayi tesislerinin kent dışına çıkarılması ile boşalan alanlar inşaata açılmış; fakat İstanbul’da ranta yönelik inşaat yapılacak alanların azalması ile, bu kez hastane, okul gibi kamusal yapıların ve son dönemde askeriye ait arazilerinin kent merkezlerinde yüksek kar getirecek cazip araziler haline gelmesi, özellikle son on yıldır kentin ortak hafızasını oluşturan tüm alanlara saldırı haline dönüşmüştür.
19. yy da İstanbul’da 256 adet sanayi yapısının varlığı bilinirken, bu sayı 2005 tarihinde Doç. Dr. Gül Köksal’ın verdiği bilgiye göre 43 taneye düşmüştür. Aradan geçen 15 yılda da bu sayı giderek azalmaya devam etmiştir.
Ülkemizin bir dönemini temsil eden Geç Osmanlı- Erken Cumhuriyet endüstri yapıları bu gidişle tamamen yok olacak. Bu nedenle, daha fazla geç kalınmadan endüstri mirasımızın korunması konusunda yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalı ve uygulamaya konulmalıdır.
İstanbul’un kentsel kimliğini ve hafızasını oluşturan, Bomonti Bira fabrikası başta olmak olmak üzere, tarihi değeri olan yapıların korunarak geleceğe aktarılmasını sağlamak hepimizin üzerine düşen bir görevdir. Bu konuda toplumda artan duyarlılık ne yazık ki hala yeterli değildir. Kentlerimizin tarihi hafızasını temsil eden yapıların koruması için, örgütlü rant saldırısına karşı meslek odaları, sivil toplum örgütleri ve herkesin birlikte tepki göstermesi şarttır.
* İlknur Türkoğlu, Dr. Arkeolog
toplumcumeclis.org
Kaynak:
– Saner, Mehmet (2012). Endüstri Mirası: Kavramlar, Kurumlar ve Türkiye’de Yaklaşımlar, Planlama Dergisi, 1-2, s. 53-66.
– Tanyeli, Gülsün ve İkiz, Deniz (2009). İstanbul’da Bir Endüstri Miras Örneği: Bomonti Bira Fabrikası, TÜBA-KED, Sayı 7, s. 100- 121.
– Köksal, Gül (2005). İstanbul’daki Endüstri Miras İçin Koruma ve Yeniden Kullanım Önerileri, ITÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, Yayınlanmamış doktora tezi.
– Doğan, Rıfat: 2019, 25 Kasım.
– Sultan, Saliha: 2020, 20 Temmuz
https://www.karar.com/yap-islet-devret-bomonti-bira-fabrikasina-yikimi-getirdi-1575664
Fotoğraflar: https://twitter.com/muradcobanoglu/status/690979712236154880