13.12.2018
Ankara-Konya seferini yapan yüksek hızlı trenin kontrol lokomotifine çarpması sonucu son rakamlara göre 3’ü makinist 9 kişi hayatını kaybetti, 47 kişi yaralandı. Dün gece gerçekleşen olayla ilgili şuana kadar valilik, ajans ve bakanlıktan farklı iddialar ortaya atılmıştır. Ancak asıl muhatap olan Ulaştırma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre bir sinyalizasyon sorunu vardır.
Bir güvenlik tedbiri olarak tren sefere başlamadan önce hattın güvenliğini kontrol edip sonrasında hattı yolculu trene bırakması gereken kılavuz trenin hala hatta olduğu bilgisi verilmemiştir. Kılavuz trenin neden normal sefer saatini gerçekleştiren Yüksek Hızlı Tren’in hattında olduğu sorusu henüz yanıtlanmamıştır. Ancak bir sinyalizasyon sorunu olduğu açıktır. Çok “teknolojik ve güvenli bir hat” olduğu iddia edilen Yüksek Hızlı Tren hattında böylesi bir sinyalizasyon sorununun 9 kişinin hayatını kaybetmesine sebep olması kabul edilemez.
Demiryolu taşımacılığı kamu eliyle, merkezi bir planlamayla yapılmalıdır. Bu yalnızca taşımacılık değildir. Sinyalizasyon, yol bakımı, araç bakımı, onarımı, periyodik kontrolü gibi işlemler bir bütündür. 2004 yılında 41 yurttaşımızı kaybettiğimiz Pamukova’daki “hızlandırılmış tren faciasını” , 2018’in Temmuz ayında yaşanan ve 24 yurttaşımızı yitirdiğimiz Çorlu faciasını hatırlıyoruz. Benzer eksiklikler, ihmaller, denetimsizlik ve tüm bunlara rağmen seçim şovu için alalacele açılan Marmaray’ın kullanımı ile ilgili defalarca kez uyardık. Ankara-Sincan hattında dün gerçekleşen olay ile de kamusal denetimin zorunluluğunu yeniden ve ne yazık ki başka bir kaza ile görmüş bulunmaktayız. Yaşanan tüm faciaların sorumlularından hesap sorulamadığı durumda halkın can güvenliğini tehdit eden imar, ulaştırma, enerji projeleri hayata geçmeye devam edecektir.
Şimdi yeniden soruyoruz: Ulaştırma Bakanlığı sorumlu değil midir ve kazanın gerçekleştiği hattın Nisan ayında henüz sinyalizasyon sorunu çözülmeden devreye alındığı iddiaları doğru mudur?
Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi