Türkiye’nin en planlı kenti olarak bilinen Ankara, Melih Gökçek’in 20 yıllık belediye başkanlığı döneminin ardından plansızlığın her alanda kendini gösterdiği, çok ciddi kentsel sorunlarla karşı karşıya kalan bir kent olarak özel bir ilgiyi hak ediyor. Gökçek’in kent suçları listesi oldukça uzun. Bunların arasında en çok öne çıkanları, yerel seçimlerin yaklaştığı şu günlerde hatırlatmak istedik.
– Melih Gökçek, belediye başkanlığı döneminde Ankara’nın her yerini yollar, alt ve üst geçitlerle donatmış olmakla övünüyor. Onlarca alt geçit yapan ve gitgide artan trafik sorunlarını yolları sürekli genişleterek çözmeye çalışan Gökçek, plan bütünlüğünden yoksun olan bu inşaat faaliyetiyle içinden çıkılmaz bir araç trafiği yaratmakla kalmadı; aynı zamanda Ankara’yı yayalar için ve engelli yurttaşlar için yaşanmaz bir kent haline getirdi. Özellikle Kızılay meydanını yaya trafiğine kapatmaya çalışarak tarihe geçen Gökçek, halkı alt ve üst geçitleri kullanmaya zorladı.
– Bitmek bilmeyen metro inşaatıyla tarihe geçen Melih Gökçek, 2004 yılındaki yerel seçimler öncesinde göstermelik olarak temelini attığı 3 ayrı metro hattı inşaatlarını, yerel seçimlerin ardından ödenek eksikliği gerekçesiyle durdurdu ve 2011 yılında Ulaştırma Bakanlığı’na devredilene kadar Ankara’nın dört bir yanında inşaatlar çürümeye terk edildi. Ulaştırma Bakanlığı’nın devralmasının ardından 2014 yerel seçimlerine yetiştirmek için hızla çalıştığı metro hatlarının, altyapı çalışmaları ve test sürüşleri tamamlanmadan yapılan açılışlarında “metroyu planlanandan bir yıl erken tamamladık” diyerek tarihe geçti.
– Ankara’nın dört bir yanında yürüttüğü kentsel dönüşüm çalışmaları ile devasa bir rantın açığa çıkmasını sağlayan Gökçek, ortaya çıkan rantı AKP’lilere peşkeş çektiği iddialarıyla sürekli gündeme geldi. Özellikle Hamamönü, Kuzey Ankara, Dikmen Vadisi ve Mamak kentsel dönüşüm projelerinde onlarca örnek basına yansıdı. Kentsel dönüşümü, kent yoksullarının gecekondularına el koyup onları sürgün etme aracı olarak kullanan Gökçek, yıllarca her türlü mafyatik yöntemle yıldıramadığı Ankaralıların barınma hakkı mücadelesinde temel motivasyon kaynağı haline geldi.
– Gökçek’in kamusal alanlara, özellikle Ankara’nın en önemli iki ormanlık alanına olan düşmanca tutumu ise tarihe geçti. Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) ve ODTÜ’yü yeni rant alanları olarak gören Gökçek, siyasi iktidarın desteğiyle AOÇ’yi talan etmeyi başardı. AOÇ arazisi kilometrelerce uzunluğunda bir bulvarla ortadan ikiye bölündü, tarihi ve doğal sit alanı olan arazide Ankapark, Başbakanlık Sarayı gibi yapılar inşa edilmeye başlandı. ODTÜ için de benzer bir planı devreye sokmak isteyen Gökçek, ODTÜ’lülerin yarım asırda ağaçlandırdığı ormanlık araziye ve Eymir Gölü’ne el koymak için her türlü hukuksuzluğu denedi, gece baskınıyla binlerce ağacı parçalayarak ODTÜ arazisinden yol geçirdi.
– Kamusal hizmetler konusunda da Gökçek, tarihe geçecek bir icraat geçmişine sahip. Ankara’daki yüz binlerce su ve doğalgaz sayacını kartlı sayaçlarla değiştirmek için çalışma başlatan Gökçek, halka fahiş fiyatla sayaç sattı.
– Belediye başkanlığı döneminde Ankara’nın su sorununu çözmek için hiçbir adım atmayan Gökçek, bu plansızlığının sonucu olarak Ankaralıların yazın ortasında günlerce susuz kalmasına neden oldu. Yaşanan susuzluğun ardından, 2009 yerel seçimleri öncesinde apar topar Kızılırmak’tan Ankara’ya su getiren Gökçek, uzmanların uyarılarına rağmen, aylarca halka arsenikli su içirdi.
– Gökçek’in döneminde ulaşım, Ankaralılar için bir kabus haline geldi. Metroların tamamlanmaması, otobüs seferlerinin yetersizliği ve sürekli olarak araç trafiğini artıracak şekilde ulaşım yatırımları yapılması nedeniyle Ankara’da çok ciddi bir trafik sorununun oluşmasına neden oldu. Özellikle yağmur ve kar yağdığı zamanlarda trafik durma noktasına geldi.
– Gökçek, rant ve plansızlığın yanı sıra Ankaralıların yaşam tarzına da her fırsatta müdahale etmeyi kendine vazife edindi. Talep olmadığı iddiasıyla gece yarısından sonra metro ve otobüs seferlerini kaldıran Gökçek, ucuz ve kaliteli ulaşım hakkı için mücadele edenleri cezalandırmak için Tuzluçayır’a eski otobüsler gönderdi, ODTÜ’nün talana açılmasını protesto edenleri cezalandırmak için ODTÜ’ye giden otobüs seferlerini iptal etti.
– Gökçek’in belediyecilik anlayışı Ankara’yı yaşanmaz bir hale getirdi. Sokaklar, caddeler, kaldırımlar; çukurlardan, tümseklerden, inşaat artıklarından, yağmur yağdığında göle dönüşen alt geçitlerden geçilmez oldu. Ankara’nın dört bir yanından benzer örneklerin paylaşıldığı, binlerce insanın takip ettiği sosyal medya grupları oluştu.
– Gökçek, plansızlık ve hukuksuzlukta bir “marka” haline geldiğini de 20 yıllık döneminde her fırsatta gösterdi. Kent planlamasına “noktasal planlama” tabirini kazandıran Gökçek, kent planlamasının kendisi için “hobi” olduğunu televizyon ekranlarında dile getirdi. Uygulamaları için kendisini uyaran ve dava açan meslek odalarına karşı düşmanlığını her fırsatta çekinmeden gösteren Gökçek, Ankara’da Nazım İmar Planı ve Ulaşım Ana Planı olmaksızın imar revizyonlarıyla başkenti yönetmeye çalıştı. Açılan davalarda mahkeme kararlarını hiçe sayan Gökçek, hukuksuz uygulamalarını büyük bir pişkinlikle savundu.
Melih Gökçek’in rantçı ve piyasacı belediyecilik anlayışının en büyük destekçisi, 12 yıllık AKP iktidarı oldu. Özellikle son yıllarda, Gökçek’in Ankara’yı yağmalamasında karşılaştığı hukuki engelleri aşmak için yoğun çaba sarf eden hükümet Ankara’da işlenen kent suçlarında en az Gökçek kadar pay sahibidir. Hiçbir yasal engel tanımayan bu rant düzeni ortadan kaldırılmadığı sürece Ankara’nın karşı karşıya kaldığı kentsel sorunların çözümü imkansız hale gelmiştir.
28 Mart 2014