10.08.2018
Son yıllarda dakikalar süren yağışlar sonrası; sular altında kalan tüneller, kopan çatılar, çöken duvarlar, yıkılan köprüler, ulaşım sisteminin çöküşü, elektrik arızaları, su şebekesinin güvenliğine dair sorgulamalar ve daha da uzayan bir liste dökülüyor önümüze. Ordu’da yaşanan sel felaketinde de 4 köprü yıkıldı, 600 kmlik sahil doldurularak inşa edilen Karadeniz Sahil Yolu ulaşıma kapatıldı, yüzlerce yurttaşımız kurtarılmayı bekledi, 700 ton civarında fındık denize döküldü.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un ise Ordu’da yaşanan sel felaketinin ardından açıklamaları, ikinci sınıfta okuyan bir mühendislik öğrencisini dahi hayretlere düşürecek düzeydedir. Kurum, “Tabii ki bu bir afet. Alt yapılar hiçbir zaman bu yağışlara göre hesap edilemez. ‘En az hasarlı nasıl çıkabiliriz’in çalışmasını da tüm Karadeniz bölgesi için yapıyoruz. İnşallah bunu da yakın zamanda sahada uygulayacağız” diyerek olayı kadere havale etmiş, cehaletini ortaya koymuştur.
En basit yol, baraj, kanal inşaatlarında dahi bölgenin meteoroloji verileri alınır, değerlendirilir. Basit bir menfez inşaatında bile, 10 yıllık yağışlar sonucu gelebilecek en büyük debi menfez yüksekliğini 20 cm, 100 yıllık yağışlar sonucu gelebilecek en büyük debi ise menfezin üzerindeki dolgu yüksekliğini aşmamalıdır. Tüm hesaplarda geçmiş veriler gelecekte oluşabilecek yağışların tahmini için kullanılır ve bununla ilgili sayısız çalışma da bulunmaktadır.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ya bu teknik bilgilerden habersizdir ya da bildiği halde kamuoyunu yanlış yönlendirmektedir. Her iki durumda da görevinde kalabilmesi mümkün değildir.
Yaşananlardan dersler alınmadığı için, maalesef ülkemiz, şiddetli yağmur, deprem benzeri doğa olaylarında kader, fıtrat gibi söylemlerin değil, bilimin ve tekniğin gerekliliklerinin ortaya konulması gerektiğini bize yeniden göstermektedir. Yaşanan maddi manevi kayıplar, uzmanların uyarılarının ne kadar doğru; toprağını, suyunu, yaşamı savunanların ne kadar haklı olduğunun göstergesidir.
“Yaşananların sebebi afet değil, rant politikalarıdır” diyen, inşaat şirketlerinin kârını değil insan yaşamını düşünen biz toplumcu mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak Murat Kurum’u istifaya davet ediyor, selden etkilenen tüm halkımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.
Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi