Mart başında, Atatürk Orman Çiftliği’nin SİT alanı derecesinin düşürülmesine karşı Mimarlar Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları Odası, Peyzaj Mimarları Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı’na açılan ve Başbakanlık’ın da davalı lehine dahil olduğu dava sonucunda, arazi üzerinde inşası devam eden Başbakanlık Hizmet Binasının inşaatının durdurulması kararı açıklanmıştı.
Mimarlar Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Şehir Plancıları Odası, Çevre Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası’nın, proje aşamasında olan TBMM Eğitim, Arşiv ve Kongre Merkezi’ne karşı açtıkları davada da, Danıştay bilirkişi raporları gelene kadar yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bahsi geçen sosyal tesisin AOÇ’deki bira fabrikası alanına inşa edilmesi öngörülüyordu ve kongre merkezi, arşiv, spor kompleksi ve düğün solonu gibi yapılar içermesi planlanıyordu.
Kararın ardından yaptıkları açıklamalarda meslek odası temsilcileri, AOÇ talanının önünde durmak için mücadeleye devam edeceklerini vurguladılar. Başbakan’ın, Başbakanlık Hizmet Binası’nın durdurulması kararına “Güçleri yetiyorsa yıksınlar, yapıp içine oturacağım” diyerek meydan okuduğunu hatırladığımızda, Meslek Odaları temsilcilerinin zafere değil, devam eden bir mücadeleye vurgu yapmakta ne kadar haklı olduklarını görebiliyoruz.
AOÇ’de önü kesilemeyen doğa ve kültürel tarih talanı derhal durdurulmalı, verilen zararın tamiri için adımlar atılmalıdır. Bunun her arazide potansiyel bir şantiye gören, doğa tahribini umursamayan, kültürel tarihe zarar vermeyi ise adeta görevi bellemiş bir iktidardan beklenemeyeceği açıktır. Doğamızı ve tarihimizi ancak bu anlayışla mücadele ederek kurtarabiliriz.
15 Mart 2014