2009’da inşaatına başlanan köprünün yapımı ve öncesinde Tarihi Yarımada’nın siluetine etkileri nedeniyle bir dizi tartışma yürümekteydi. Kadir Topbaş’ın, İstanbul’un yeni sembollerinden biri olacak diye pazarladığı köprü projesi 2005 yılında koruma kurulunca onaylandı. 2009 yılında UNESCO tarafından, UNESCO Dünya Mirası’nda olan Süleymaniye Camisinin siluetine zarar vereceği nedeniyle raporlanan köprü projesinin kulesiz düz bir köprü olarak tasarlanması önerilirken, aksi takdirde bölgenin “Tehlike Altındaki Dünya Mirası” listesine alınabileceği belirtildi.
Bunun üzerine, köprü kulelerinin yüksekliği düşürüldü, ayaklarının kalınlığı azaltıldı ve altın sarısı olarak düşünülen rengi beyaz olarak değiştirildi. UNESCO’nun bu değişikliklerle projeye onay verdiği gibi bir izlenim yaratılsa da, böyle bir onay olmadığı UNESCO yetkililerinin açıklamalarıyla dile getirildi. UNESCO miras komitesinin yıllık oturumunda konunun yeniden ele alınacağı söyleniyor.
Seçim öncesi tamamlanması beklenen projelerden olan Haliç Metro Geçiş Köprüsü’nün Şubat ayının ikinci haftasında açılması planlanıyor. Köprünün değişikliklere rağmen Süleymaniye Camisi ve Haliç Siluetinin görsel bütünlüğünü bozduğunu fark etmek için UNESCO’nun raporunu beklemeye gerek yok. Konunun uzmanlarının direksiz, kablosuz ve istasyonsuz olarak inşa edilerek, tasarımın yalınlaştırılması önerisine rağmen, bu öneriler dikkate alınmamış, İstanbul’un önemli güzelliklerine karşı bir kent suçu daha işlenmiştir. AKP’nin her yeni projesi, İstanbul için telafisi gittikçe güçleşen tahribatlar yaratmakta olup bunu engellemek için elimizi çabuk tutmamız gerekmektedir.
27 Ocak 2014