• En Son
  • En çok Okunan
15-16 Haziran: Gücümüz Birliğimizden Gelir – Toplumcu Meclis

15-16 Haziran: Gücümüz Birliğimizden Gelir – Toplumcu Meclis

Haziran 16, 2021
3 Aralık Mücadele Günüdür

3 Aralık Mücadele Günüdür

Aralık 3, 2022
İBB Suça Ortak Olma

İBB Suça Ortak Olma

Temmuz 27, 2022
Mühendis, Mimar, Şehir Plancısı Asgari Ücreti Arttırılmalıdır!

Mühendis, Mimar, Şehir Plancısı Asgari Ücreti Arttırılmalıdır!

Temmuz 16, 2022
Okmeydanı’nda Rantsal Dönüşüme Karşı Halkın Yanındayız

Okmeydanı’nda Rantsal Dönüşüme Karşı Halkın Yanındayız

Haziran 9, 2022
Kamusal Arsa ve Arazilerin Özelleştirilmesi-Özelleşmesi

Kamusal Arsa ve Arazilerin Özelleştirilmesi-Özelleşmesi

Haziran 5, 2022
Çorlu Ailelerini Savunduğu İçin Yargılanan Üyemiz Mühendis Birtan Altan’a Beraat

Çorlu Ailelerini Savunduğu İçin Yargılanan Üyemiz Mühendis Birtan Altan’a Beraat

Mayıs 20, 2022
Mühendislere Mimarlara Şehir Plancılarına Açık Çağrı

Mühendislere Mimarlara Şehir Plancılarına Açık Çağrı

Nisan 29, 2022
Yaşasın 1 Mayıs

Yaşasın 1 Mayıs

Nisan 29, 2022
TMMOB Neden Hedefte – Ümit Bayrak

Toplumcu Meclis’ten TMMOB ve Bağlı Odaların Genel Kurulları Sürecine İlişkin Açıklama

Şubat 16, 2022
Barınma Hakkı: Konut ve Kira Sorunu – Sinem Yıldız

Barınma Hakkı: Konut ve Kira Sorunu – Sinem Yıldız

Şubat 9, 2022
İklim Krizi

İklim Krizi

Haziran 5, 2022
TMMOB Mühendis, Mimar, Plancılar için 2022 Yılı Brüt Asgari Ücreti Belirledi: 7850TL

TMMOB Mühendis, Mimar, Plancılar için 2022 Yılı Brüt Asgari Ücreti Belirledi: 7850TL

Aralık 22, 2021
Toplumcu Meclis
Perşembe, Şubat 2, 2023
  • Ana Sayfa
  • Etkinlikler
  • Basın Açıklamaları
  • Haber & Duyuru
  • Makaleler
  • Sunumlar
  • İletişim
No Result
View All Result
Toplumcu Meclis
No Result
View All Result

15-16 Haziran: Gücümüz Birliğimizden Gelir – Toplumcu Meclis

Deniz Öztürk
Haziran 16, 2021
in Makaleler
0

16 Haziran 2021

Türkiye tarihinde öyle bir gün var ki, işçisiyle mühendisiyle mimarıyla tüm emekçiler iktidarı ciddi bir şekilde tedirgin etti. 15-16 Haziran 1970’de İstanbul ve çevresindeki 200 büyük fabrikadan, yaklaşık 100bin işçi tarih yazdı. Tarihsel arka planı, önemi ve bugünle bağı açısından baktığımızda, neydi bu olaylar, neler yaşandı?

YOU MAY ALSO LIKE

Barınma Hakkı: Konut ve Kira Sorunu – Sinem Yıldız

Bitmeyen Kavga: Türkiye’de Kentler, Kent Hakkı ve Evimiz – Deniz Öztürk

Nesnel durum nasıldı ve işçiler neden ayaklandılar?

Dünyada 1968 olayları gelişmekteydi, Türkiye’de toplumsal mücadelelerin yükseldiği Kavel ve Paşabahçe direnişleri ile buradayız dediği yıllardı. DİSK’in ses getirmeye başladığı ve pek çok işçinin Türk-İş’ten DİSK’e geçmeye başladığı bu dönemde; sendika değiştirmeye engel olan bir yasa taslağı, Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi işbirliğiyle önce Meclisten daha sonra Senato’dan geçirildi. Toplu İş Sözleşmesi, Grev Lokavt Yasası ve Sendikalar Yasası’nda değişiklik yapan bu tasarı, işçi sınıfının, en temel haklarına göz dikiyor, sendika seçme ve değiştirmeyi kısıtlıyordu. Esas amaç; sendikalar eğer olacaksa, bunun mümkün olduğunca işbirlikçi sendikalar aracılığıyla gerçekleşmesiydi. 11 Haziran 1970’te yasa taslağını keyifle onaylayan Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, 4 gün sonra “ortalığın ayağa kalkacağını” nereden bilirdi?

15 Haziran sabahı eyleme fabrikaların içlerinde başlandı. Gebze, Kocaeli, Kartal, Topkapı, Eyüp Kağıthane, Bakırköy gibi ilçelerde bulunan işçiler, iş bırakarak neden bırakılması gerektiğini tüm diğer işçilere anlatıyor ve hızla çoğalarak hep birlikte sokağa çıkıyordu.

Kadıköy ve Ankara yolu üzerindeki fabrikalar ayaklandı ve Kartal’a doğru yürüyüşe başladı. Eyüplü işçiler Topkapı’ya doğru yürüyüşe geçti. Fakat hükümet şaşkınlığını üzerinden çabuk atmış, kolluk güçlerini; emekçilere karşı emekçileri hemen seferber etmişti bile. Kağıthane’de polis barikatıyla karşılaştılar. Burada yaşanan gerginlikte iki arkadaşlarının gözaltına alınması üzerine işçiler Eyüp Polis Karakolu’na yürüyüp burada güçlü bir protesto gerçekleştirerek, arkadaşlarının serbest bırakılmasını sağladılar. Coşku ve kalabalık gittikçe artıyordu. Bakırköy’deki fabrikalardan çıkan işçiler, Londra asfaltını trafiğe kapayarak 10binlercesi yürüyüşe geçti.

İşçi merkezi olan Gebze de hareketlendi. Tuzla ve Çayırova civarında bulunan işyerlerinden çıkan işçiler Ankara asfaltı üzerinden Gebze’ye yürüyor ve trafiği de yavaşlatıyorlardı. İzmit bölgesinde de işçiler iki koldan sel olmuş, akmaktaydı. Türk Kablo Fabrikası tamamen boşalarak yürüyüşe katıldı.

Mücadelenin ikinci günü 16 Haziran’da gerçekleşen eylemlere 75bine yakın işçi katıldı. İşçiler yine Avrupa ve Anadolu yakasındaki çeşitli noktalardan yürüyüşe geçtiler.

İstanbul’un farklı bölgelerinden gelen işçiler öğleden sonra İskele Meydanı’nda buluştular. Burada yaşanan son derece şiddetli çatışmalarda da polis silah kullandı. Provokatörler de devreye girdi. Kaymakamlık Binası ve polis arabaları ateşe verildi, Adalet Partisi binaları tahrip edildi. Hem polis hem askerle, süngü takarak, ateş ederek, köprüyü açtırıp yol kestirerek, iki yakasında bugün de yaptıkları gibi vapur seferlerini durdurarak çok sert önlemler alındı ve orantısız güç kullanıldı. Yaşanan çatışmalarda üçü işçi, biri toplum polisi, biri esnaf beş kişi hayatını kaybetti, 200’e yakın kişi yaralandı.

Dönemsel olarak hükümet, sendikalaşmayı engellemek için o dönemki İş Kanunu’nun 13. ve 17. maddeleriyle, işverene işçiyi dilediği zaman işten atma imkanı veriyor, bu madde aracılığı ile sendikalaşmayı daha tomurcukken kırıp yok ediyordu. Bir kısım kamu işletmelerinde ise, kurnazca,  işçileri memur statüsüne alarak, memurların sendika hakkının olmayışından istifade ediyordu.

Anlayacağımız “iktidar” o tarihlerde de “kendisi için sınıf olan burjuvazi”nin bilincine hizmetteydi ve onun en büyük destekçisi olarak hareket ediyordu. Fakat bu toplumsal birlikteliğin kararlılığı ödenen tüm bedellere rağmen başarılı oldu. Sonuçta, Anayasa Mahkemesi yeni yasanın sendikalaşma özgürlüğünü kaldıran maddesini iptal etti.

Bir Mirasın Değerlendirilmesi

15-16 Haziran Hareketi, dünya ölçeğinde ses getiren ve Türkiye’de işçi sınıfının 50 yıllık tarihinin en büyük gösterisi ve mihenk taşı olmuştur. Anayasa güvencesi altında olan hak ve özgürlükler dahi, ancak uğrunda kararlı ve kitlesel bir mücadele verildiğinde kağıt üstünde kalmaktan çıkıp günlük yaşama geçebiliyordu, hala da öyle. Tanınmış hakların geri alınmasına veya kısıtlanmasına yönelik Türkiye işçi sınıfıyla oynanamayacağı da gösterilmiş oldu.

Bu gün gelinen noktada, kaybolan kıdem tazminatı fonları, emekçilerin ne kadar usgörülü olduğunu da kanıtlar nitelikte.

Etiketler: emekhaziran
Paylaş149Tweet93Paylaş37Paylaş26

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kategoriler

  • Basın Açıklamaları (78)
  • Etkinlikler (23)
  • Haber & Duyuru (68)
  • Kent Suçları Günlüğü (76)
  • Makaleler (67)
  • Sunumlar (26)

Son Yayınlananlar

3 Aralık Mücadele Günüdür

3 Aralık Mücadele Günüdür

Aralık 3, 2022
İBB Suça Ortak Olma

İBB Suça Ortak Olma

Temmuz 27, 2022
Mühendis, Mimar, Şehir Plancısı Asgari Ücreti Arttırılmalıdır!

Mühendis, Mimar, Şehir Plancısı Asgari Ücreti Arttırılmalıdır!

Temmuz 16, 2022
  • Ana Sayfa
  • Etkinlikler
  • Basın Açıklamaları
  • Haber & Duyuru
  • Makaleler
  • Sunumlar
  • İletişim


© 2021 ToplumcuMeclis.org

No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Etkinlikler
  • Basın Açıklamaları
  • Haber & Duyuru
  • Makaleler
  • Sunumlar
  • İletişim


© 2021 ToplumcuMeclis.org

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?